Hieronymus Laski’nin ikinci İstanbul seyahatına dair günlüğünden kesitler.
Lâtince.
Octauo Die
Venit unus Czaus, et numerauit omnes meos seruitores, et equos, uictuáliaque
sunt mihi diminuta, et admonitus sum, ne sub poena capitis audeant
mei domo egredi, et cum externis uersari, uolebant etiam hospitem cum eius
familia eicere, ut nemo esset in domo mecum, nisi mei et custodes.
Eodem uenit lonusBeeg et commisit ne hospes eiciatur domo, custodes
uero dicebant hospitem hospitamque et familiam suam egredi domo, neque
custodire posse ne efferant, neue afferant, et tamen res est in crastinum reiecta.
lonus Beeg autem uolebat ut sim bono animo neque turbarer. Imperatorem
esse uehementer iratum, me tamen esse extra periculum, Nam quando
falcones meos Imperator iussisset ad se adferri, uehementer illi placuerunt,
dixitque te nobilem esse et peccatum quod Almano seruias. Respondí. me esse
in potestale Imperatoris. Dixitque omnia esse destructa cum isto exercitu
Regio. Quoniam Imperator nullo modo posset, cum honore et Gloria sua
quidpiam amplius cum Rege tractare, nam quicquid faceret.dicerent omnes
nationes in mundo, quod ex timore fecit: Et Imperator non eget alia re nisi
honore, et gloria, quia iam omnibus rebus alijs quae in humana uita ad foelicitatem
pertinent sit saciatus, dempto honore, quo ipse supra alia omnia
saturari non potest. Respondi me mirari, quod ita subito uelit Imperator con-
.suetudinem, moresque Christianorum reformare, quum apud nos sit usu receptum,
ut exercitu, ab utraque parte stante instructo et educto ad pugnam,
ultro citroque nunciij currant, et concordiam procurent, reuertunturque ad
suos honorati et salui, me etiam uenisse ad Imperatorem, ut pax sit et bellum
cesset. quod peccatum sit Regis mei, si expiratis inducijs quas cum Imperatore
habuil copias collegit, et uersus Budam misit? iam ne Regem meum,
propterea quod Imperator irascatur oportere pati , ut prouincioe suae per Turcas
igne, ac ferro, rapinisque impetantur? Esse Serenissimum Regem meum
magnum Dominum, habereque multa Regna, populosque diuites, habere
etiam fratrem, et amicos, ncque eum amplius ferre posse, ut sicuti hactenus
subditi prouinciaeque suae, tanquam ipso dormiente distrahantur a Turcis.
Nam si sub inducijs quas anno próximo acceptauit Imperator infînitus numerus
nostrorum sit abductus per Turcas, quid expiratis inducijs dominus meus
amplius expectare debuit? Consulte itaque et necessario fecit, quod hunc
exercitum scripsit, id quod etiam solus ipse lonusbeeg faceret si eo loco esset,
atque sit Rex et Dominus meus. Dicit lonusbeeg. Si inquit exercitus Regius
staret in confìnijs contra Turcas non moueretur Imperator tantum , quan-
13
tum mouetur, quod puero innocenti intulistis bellum, uultisque illi Regnum
adimere, quod illi iam Imperator contulit, illumque in tutellam suam accepit.
[Kasım] 8. Gün
Bir çavuş geldi ve tüm hizmetkarlarımı ve atlarımı saydı ve erzak verildi. İdam cezası olmadan evden çıkamayacağımı veya dışarıdakilerle muhabbet edemeyeceğimi tembihledir. Ayrıca, benimkiler ve nezareçilerim haricinde evde benimle birlikte kimse kalmasın diye ev sahibimi ve ailesini de dışarı çıkarmak istediler.
Aynı gün Yunus Beğ geldi ve evsahibinin ve ailesinin evden atılmamasını söyledi, ancak nezaretçiler ev sahibinin evden çıktığı ve hiçbir şeyin içeri sokuluğ dışarı çıkarılmasına izin verilmediğini söylediler ve böylece iş ertesi güne kaldı. Yunus Beğ huzur içinde tutulmamı ve rahatsız edilmememi buyurdu. Padişah ciddi bir şekilde sinirlenmişti ancak tehlike altında değildim. Zira şahinlerimin kendisine getirilmesini emrettiğinde bunları çok beğenmiş ve Yunus Beğ dedi ki "Sen asil bir adamsın ancak Alamanlara hizmet etmen ne yazık".
Cevapladım: [Şu anda] Padişah'ın elinin altındayım.
[Yunus Beğ ] bu orduyla her şeyin mahvolduğunu söyledi. Zira Padişah'ın şeref ve şanını muhafaza ederek daha fazla Kral'la müzakere edebilmesine hiçbir şekilde imkan yoktu. ... ve Padişah her şeyi şan ve şeref için yapardı; insan hayatında mutluluğa dair her şeyle tatmin olmuş ancak şan ve şöhret açısından doyurulamamıştı.
Cevap olarak Padişah'ın bir anda Hristiyan adetlerini değiştirmek istemesine şaşırdığımı söyledim; zira bizde mutaddır ki iki tarafın orduları ceng etmek üzere toplanmışken elçiler oraya buraya gidip gelebilir ve iki taraf arasında kabul edilecek bir anlaşmaya varabilirler; sonra da şerefli ve güvenli bir şekilde efendilerinin yanına dönerler. Ben de Padişah'ın huzuruna sulhun tesisi ve harbin nihayeti için yollandım. Padişah'la yapılan ateşkesin süresi bitip de efendim asker toplayıp Budin'e yollammışsa suçu ne? Padişah'ın sinirleri bozuluyor diye Haşmetlü Kralım'ın [Ferdinand] topraklarının Türkler tarafından ateş, demir ve yağmayla mahvedilmesi münasip midir? Haşmetlü Kralı büyük bir hükümdardır ve pek çok toprağı, tebası, zenginliği vardır; dostları ve kardeşi yanındadır ve artık şimdiye değin uyurmuşçasına sessizken Türkler tarafından yapıldığı gibi tabilerinin ve topraklarının alınıp götürülmesine katlanmayacaktır. Şimdi, eğer geçen sene Padişah'ın kabul ettiği ateşkes kapsamında bile o kadar çok adamımızı alıp götürmüşken, ateşkes bittiğide efendim ne beklemeliydi? Düşünüp lüzumlu gördü ve bu orduyu topladı, ve Yunus Beğ de aynı konumda olsa, benim Efendim Kral'ın yerinde olsa, aynısını yapardı.
Yunus Beğ sözü aldı: "Şayet Kralın ordusu Türklere karşı serhadda bekliyor olsa idi, şimdi olduğu üzre Padişah hareketlenmezdi.
13
Ancak masum bir sabiye karşı harb eylersiz ve onu krallığından etmek istersiz. Bunu Padişah'a ilettiğinde Padişah onu himayesine kabul etti. "