Hieronymus Laski’nin ikinci İstanbul seyahatına dair günlüğünden kesitler.
Lâtince.
que exequî, quae ad augendam indies eius beneuoleniiam bonamque uicinitatem
perlinerent. Deinde declaraui Regem meum, per omnes suos oratores
semper ostendisse Maiestati suae, quo iure et iusticia Regnum Hungariae ad
se pertineat, desiderasseque ut liceret Regi, ilio Regno gaudere, in amicicia
eius Celsitudinis et bona uicinitate atque pace, maximeque optare , ut iam tandem
illius Celsitudo, acclinaret animum suum ad faciendam puram et integram
cum Regia Maiestate amiciciam, pacemque ita ut Regia Celsitudo toto Regno,
uti cum Ioanne Rege bene olim mente, et corpore sano concordauerat, potiatur.
Quemadmodum illius Celsitudini anno próximo declaraueram , et optabam
consentiret illius Maiestas ad illam concordiam. Hic dicit Imperator, recordaris
ne responsum, quod tibi de concordia ista dedi? Respondi me meminisci.
Dicit Imperator dicas. Respondi. illius Maiestatem dixisse . Regem
Ioannem non potuisse aliquem contractum pro Regno non suo , sed Imperatorias
suae Celsitudinis cum quoppiam faceré. Dicit Imperator dixisti haec tuo
Regi. Respondi me dixisse. Si ergo dixisti, me dixisse, Regnum esse meum,
ad quid ille exercitum in Regnum meum immisit, ad quid tu etiam liuc uenisti,
ubi nunc honestas tua, pulchre meRex tuus decipere contendit, Inducias
tamdiu optabat ut transiret aestas, et interim se armabat ut impetat Budam.
Est inquit hyems sed sequetur aestas, et hic multa Turcice est loquutus, Bassae
uero omnes demiserunt occulos ad terram , ncque audebant inspicere Imperatorem
irascentem. Ego uero dixi, nolle nelle exercitum Regem meum expediuisse,
quoniam in concordia, quam cum Ioanne Rege fecit, idem Ioannes
Rex iuramento Regem meum astrinxit , ut mox post mortem suam sub Budam
Rex meus cogatur exercitum locare, non faceré itaque Regem meum id in iniuriam
aut contemptum Imperatoris , quod exercitum mittat , nam illius Celsitudo
constanter deliberauit, et fratrem etiam suum Serenissimum Carolum
Caesarem pertraxit ut cum Imperatoria sua Celsitudine amiciciam foedusque
ineat. Dicit Imperator ubi est Carolus de Hispania. Respondi eum Ratisbonam
uenturum. Dicit Imperator ad quid eo ueniet. Respondi habiturum ibi
Diettam, et multorum principum conuentum. Dicit Imperator. Ecce est hyems,
sed ueniet aestas , et deinde irascebatur , et multa est loquutus etiam intermiscendo
conuitia. Vbi mox Bassç iusserunt, ut nec unum uerbum loquerer
amplius, sed ut exirem, exiui itaque semper Imperatore clamante, et me in
hospitium contuli, manserunt autem Bassç cum Imperatore horis fere tribus,
et tune decretum fuit, ut Imperator Andrinopolim se moueat, et bellum proscribat
et proclamet.
Sonra Kralımın şimdiye kadarki bütün elçileri aracılığıyla her daim Hazretlerine hangi hakla ve adaletle Macaristan’ın Krallığı’nın kendisine ait olduğunu anlattığını belirttim. Kralım, Padişah’ın (zat- ı Şahanesi’yle dostluk, hayırlı komşuluk ve sulh üzere yaşayabilmesi adına) Macaristan Krallığı’na kendisinin sahip olmasına izin vermesini arzu ediyordu. Ayrıca, her şeyden çok istediği başka bir husus da Zat- ı Şahane’nin Majesteleri Kral [Ferdinand] ile saf ve dürüst bir dostluk ve sulh tesis etmeye meyletmesi, böylece Kral Hazretlerinin (tıpkı bir zamanlar aklı ve sıhhati yerindeyken Kral Yanoş’a bahşedilmiş olduğu gibi) tüm Krallığa hakim olabilmesiydi. Tıpkı önceki yıl Zat- ı Şahane’ye ilan ettiğim gibi, Majesteleri’nin [Padişah] bu anlaşmaya müsaade etmesini diliyordum.
Padişah şöyle dedi: “Bu anlaşma hususunda geçen sene sana verdiğim cevabı hatırlamaz mısın?”
Ben de “hatırlıyorum” dedim.
Padişah: “Söyle o zaman!”
Cevapladım: Majesteleri demişti ki “Yanoş Kral kendisine değil, Padişah Hazretleri’ne ait olan Krallık’la ilgili hiçbir yerde anlaşma yapamaz.”
Padişah: “Bunları Kralı’na söyledin mi?”
Ben: “Söyledim.”
Padişah: “Eğer, ‘Krallık bana aittir’ dedim, diyorsanız, ne demeye benim Krallığı’ma asker kaldırır yollar? Ne diye sen buraya gelirsin? Nerede senin dürüstlüğün? Senin Kralın bir güzel beni kandırmaya çalışıyor! Yaz geçene kadar ateşkes istiyor ki arada silahlansın ve Budin’i alabilsin. Şimdi kıştır, ancak akabinde yaz gelecektir” ve bunun üzerine bir süre Türkçe konuştu ve bütün paşalar gözlerini yere çevirdi ve kızgınlıktan köpüren padişaha bakmaya cesaret edemediler.
Dedim ki "Hakikaten Kralımın ordu istemeye istemeye ordu yollamıştır; zira Kral Yanoş'la vardığı mutabakatta Yanoş Kral Efendim Ferdinand'a taahhüd etti ki ölümünden hemen sonra Budin'e asker yerleştirebilecekti. Ordu yollamasının sebebi PAdişah'a hakaret ya da küstahlık yapmak değildi; çünkü, zat- ı Şahanesi kati olarak karar almış ve kardeşi Haşmetlü Kayzer Karl'ı da ikna etmişti ki zat- ı Padişahi ile dostluk ve anlaşma tesis edilecekti "
Padişah sordu: " İspanyalı Karl nerededir?"
Cevapladım: "Ratisbonn'a gidecektir".
- "Neden oraya gider?"
- "Pek çok prensin toplanacağı bir Diet düzenleyecek."
- "İşte şimdi mevsim kıştır; ancak yaz gelecek" dedi ve sinirlenip bağırışların da eşlik ettiği bir şeyler konuştu.
Sonra Paşalar bana daha fazla konuşmamamı ve dışarı çıkmamı emretti. Hala Padişah şikayet ederken oradan çıktım ve konakladığım yere geldim. Paşalar PAdişah'la 3 saat kadar daha geçirdiler. Sonra da karar verildi ki, Padişah Edirne'ye hareket edecek ve hazırlanıp savaş ilan edecekti.