Habsburg elçisi Franz Sprinzenstein'ın nihai raporundan kesitler.
Lâtince.
Sequenti Die mane ab omnibus Chiausijs comiiatus Aulam uocatus intraui, et Dominum Ayas Bassa in priori Audientie loco presentibus .ij. alijs Bassis conueni, atque eadem que cum lonus Beg de mea in Curia Cesaris Residentia egi, cum eo locutus sum, Deinde eum rogaui ut non solum iuxta suam oblationem (qua se quod posset facturum proniiserat) apud Cesarem pro bono et optato responso intercedere uellet, sed etiam ut Clissa aliaque Castra tam in Sclauonia quam in alijs locis Captiui ac bona indebite ablata per Cesaris homines, ut contra tenorem pacis occupata, restituantur, serioseque Prefectis in confinibus mandetur, ut deinceps ab iniuria abstineant, ac in pace uiuant, realiter efficere. Ad hec Ayas Bassa Pacem, inquit, quam Cesar cum Rege suscepit nuUus adhuc Cesaris minister fregit aut franget, sed castra occupata non ad Germaniam, sed ad Regnum Vngarie, quod Cesaris est, pertinent, nec vnquam comperietis in pacis conditionibus Vngariam contineri.
Ertesi günü [29 Nisan] sabahı, bütün çavuşların refakatinde Divan’a çağrıldım ve geldim. Ayas Paşa Efendi ve iki Paşa ile huzura kabul üzere buluştum. Ayrıca Yunus Beğ ile Padişah’ın divanındaki ikametin hakkında yaptığım şeyleri konuştum. Ardından kendisinden istedim ki Padişah’a hoş ve iyi bir cevap için müdahelede bulunsun, ve ayrıca Klis ve İsklavonya’daki ve diğer yerlerdeki işgal altında bulunan ve barışa mugayir şekilde ele geçirilmiş olan kaleler geri verilsin. Sınırlara ciddi valiler yollansın ve artık barış ihlaline son vermeleri istensin. Buna cevap olarak Ayas Paşa: Padişah'ın şimdiye kadar kralla girmiş olduğu barışı hiçbir görevlisi bozmuş değildir. Çünkü ele geçirilen kaleler Alamanya'da değil, Macaristan Krallığı'ndadır ki bu da Padişah'a aittir, ve sulh şartlarının Macaristan'ı ihtiva etmediğini keşfedeceksiniz.