Kaynak Türü
Elçi Raporu
Cilt No /Belge No
8/51
Kayıt Tarihi
Haber Tarihi
Kayıtta Adı Geçen Yer İsimleri
Kayıt İçeriği

Habsburg elçisi Leonard von Nogarola'nın 1535 tarihli takriri (5. sayfa).

Doğrudan İlgili Diğer Kayıtlar
Özel Not

Latince

Kaydın Metni

T3
parum est pro Caesare meo, sed tu pendebis poenas: llle equus quem pro me conducendo
misisti, vnde ad te venit? Non ne fuit ipsius Gritti? Ego vidi illum in Constantinopoli,
valet ad .5oo. ducatos : Illi latrones tibi dederunt, qui eum occiderunt: Joannes
dixit, Gritti met ei illum dedisse: Sed lonas respondit, Gritti non dédit sed pro parte
predç tibi fuit datus in munus: Maylat apud te hic fuit dum ego hic sum, vnde illi ille
vestes aureae cum zebellinis? Omnia fuerunt Gritti, nam Maylat prius nihil habebat: Quare
non concesisti mihi vt vnicum verbum ei loquerer? Dixit loannes illum non diu apud
se fuisse, et se nesciuisse voluntatem suam cum eo loquendi: Inter cetera autem inditia
quç lonas se habere inquit de culpa waibodae : dixit esse quendam loannem Gritti, quem
loannes nolebat permitiere, vt discederet ex Varadino cum ipso Iona : eo quod optime
erat informatus de omni successu Gritti : Sed lonas illum quasi per vim secum ad Pest
duxit : cum hoc pretextu quod dictus loannes Gritti volebat se Venetias domum suam
conferre: Et sic erat: Sed multis persuasionibus eum induxit lonas, vt secum ad Turcum
proficisceretur: Et quamuis aliqua sibi budç debita cuperet prius exigere quam
discederet: Attamen veritus ne per proditionem eum, quoquomodo possent, Vngari
occiderent : decreuit cum ipso Iona discedere : sed quia in Buda obseruabant ipsum ne
abiret, clam res suas, quasquas potuit ad lonam Pest traiecit, ipse vero equum ascendens
et tentans exire Budam : ad portam vrbis apprehensus fuit per frenum equi : et interrogatus
quo nam vellet : dixit se esse infirmum, et velie ad thermas calidas ire : Et
cum hoc crederent custodes, nam et faciem infirmi gerebat quia prius male habuerat, et
non videbatur ad longum iter paratus, dimiserunt illum : qui statim ad lonam profectus,
missus fuit cum suis seruitoribus belgradum, inscio baiboda et suis: Turcus vero plurimum
gaudebit de eius aduentu : nam, cum omnia sciat, bene poterit narrare quomodo
se res habet: Preterea quidam seruitor Gritti Turcus captus fuit a baibodanis, eo quod
dixerat se bene scire quo peruenerant illç pulchrç selle quç fuerant Gritti, et vnaqueque
valebat ad Su'" ducatos : Qui quidem Turcus cum ex carcere a seruitoribus lonae visus
fuisset, tractauit lonas vt dimitteretur, quod nunquam potuit impetrare: Nam negauit
loannes se aliquid de ilio scire: Tune minatus est illi lonas dicens, Cauete si non
dimitetis eum saluum, Caput eius vobis caro constabit:
Multa preterea alia mala et indecora narrauit de Ioanne : nominans illum vilem
personam et quodammodo mentecaptum, dicitque se eum interrogasse, vbi essent Comités
et barones sui: Sed eum non habere nisi vnicum fratrem Georgium: Nam, quamvis
fran^epanus et quinqueecclesiensis apud ipsum sint, ipsi tamen non libenter sunt a
parte eius : dicitque se scire ita esse : loannem autem plura conquestuni esse de Regia
Maiestate inquit, et rogasse eum vt si eueniret, vt cum Maiestate sua aliquid tractandum
haberet, procuraret, vt Maiestas sua eum non sic infestaret siculi facit: Nam durantibus
indutijs Maiestas Regia omnes fere subditos ipsius Ioannis ad se attraxit: Nuper vero
eiusdem Maiestatis Regiae subditi captiuauerunt vnum Castellanum suum, et occiderunt
tres seruitores suos: De cuius liberatione rogabant ipsum lonam, vt apud Maiestatem
Regiam tractaret: lonas dicit se Ioanni respondisse : non esse mirum, quod sui ab ipso
deficiaut, Nam vnumquenque transiré eò, vnde meliora sperat: Sed si ipse manum ma

Kayıt Özeti

[ s. 73 ] bunlar padişahım için bir şey ifade etmiyor; ancak sen cezanı çekeceksin!” dedi. “Beni buraya getirtmek için yolladığın at sana nereden geldi? Gritti’nin atı değil mi? 500 dukaya kadar değeri çıkan bu atı ben Kostantiniyye’de görmüştüm. Gritti’yi öldüren o soyguncular sana bu atı yolladı!” Yanoş cevap olarak “O atı bana Gritti vermişti” dedi. Yunus ise “Gritti falan vermedi; yağmadan pay olarak sana hediye edildi! Ben buraya gelene kadar Majlath [Maylat] burada seninleydi. Üstündeki simli samur kürk nereden geldi? Hepsi Gritti’ye aitti; zira Maylath’ın önceden hiçbir şeyi yoktu. Neden kendisiyle bir çift lakırdı etmeme izin vermedin? ” Yanoş cevaben Maylath’ın çok uzun süre yanında kalmadığını ve Yunus’un onunla konuşmak istediğini bilmediğini söyledi. Yunus’un voyvodanın kabahatine dair diğer hususlara gelince: Yanoş’un Yunus ile beraber Varat’tan ayrılıp gitmesine müsaade etmek istemediği [quendam Ioannem Gritti] Giovanni isimli Gritti’nin bir adamı vardı. Bu kişi Gritti’ye olan biteni çok iyi biliyordu: Bu yüzden Yunus neredeyse cebren bu kişiyi kendisiyle birlikte Peşte’ye sürüklemişti. Bu bahaneyle Gritti’nin mezkur Giovanni’si evine Venedik’e gitmeyi diledi. Ancak, pek çok tartışmanın akabinde Yunus onu kendisiyle padişaha gitmeye ikna etti. Yine de yola çıkmadan önce Budin’de borç vermiş olduğu birinden parası talep etmek istedi. Lakin Yunus Macarların bir yolunu bulup kendisini haince öldürmesinden korktuğundan hemen ayrılmaya karar verdi. Lakin önce Budin’dekiler ayrıldığını görmeden geçirebildiği kadar eşyasını gizlice Yunus’un yanına Peşte’ye geçirdi; atına binip şehirden çıkmaya girişti. Ancak şehrin kapısında atının dizgininden yakalandı. Nereye gitmek istediği soruldu: Hasta olduğu ve kaplıcalara gitmek istediği cevabını verdi. Muhafızla buna inandı; zaten hâlihazırda hasta olduğundan yüzündeki ekşi ifadeyi ve yanında uzun yol için eşya bulunmadığını da görünce geçmesine müsaade ettiler. O da derhal Yunus’un yanına geçti ve hizmetkârlarıyla beraber Belgrat’a yollandı. Ne voyvodanın ne de adamlarının bundan haberi yoktu. Padişah ise varışına çok sevindi: Zira tüm olan biteni bildiğinden mevzuu pekâlâ anlatabilirdi: Ayrıca, Gritti’nin Türk hizmetkârlarından biri Voyvodanın adamları tarafından yakalanmıştı. Daha önce Gritti’ye ait olan her biri 50 000 dukalık o güzel eyerlerin nereden geldiğini iyi biliyordu. Bu Türk, Yunus’un hizmetkarları tarafından mahpus bulunduğu yerde görülmüştü. Yunus salınması için müdahale etti ancak isteğini elde edemedi: Zira Yanoş bu adamla ilgili bir şey bildiğini inkar etti. Ancak Yunus kendisini tehdit etti: “ Bu adamın selametine dikkat et- başına bir iş gelirse senden sorulacaktır! ”
Yanoş hakkında sair bir çok kötü ve tatsız şey anlattı: Kendisini adi ve kaçık bir insan olarak anıyordu. Kendisini sorgulayıp kontlarının ve baronlarının nerede olduğunu sormuştu- Keşiş György haricinde kimse olmadığını söylemişti: Frangepani ve Peçuylular isteksizce onun yanında durmaktaydılar: Yanoş bunun farkında olduğunu söyledi: Yanoş Majesteleri Kral’a [Ferdinand’a] defalarca şikayette bulunup Majesteleri görüşecek bir şeyi olduğunu ve münasip bulursa kendisiyle görüşmesini rica etmişti. Majesteleri artık kendisine müdahale etmemeliydi: Zira mütarekeler esnasında Yanoş’un pek çok tabiini Majesteleri Kral kendi safına çekmişti. Yakın zamanda da yine Majesteleri Kralın adamları kalelerinden birini ele geçirip üç hizmetkarını öldürmüşlerdi. Bu kalenin bırakılması için Yunus’a rica ediyorlardı ki Majesteleri Kral’la görüşsün: Yunus da Yanoş’a şöyle cevap verdiğini söyledi: Adamlarının Yanoş’a sırt çevirdiğine hiç de şaşırmamıştı. Zira karşı tarafa geçen herkesin daha büyük umutları vardı: Ancak şayet [ s. 73 ]

Kaynak Bilgisi
Antal Gevay., Urkunden und Actenstucke zur Geschichte der Verhaltnisse zwischen Oesterreich, Ungern und der Pforte im XVI. und XVII. Jahrhunderte, Wien, (1840 [1838]-42).