Kaynak Türü
Elçi Raporu
Cilt No /Belge No
7/3
Kayıt Tarihi
Haber Tarihi
Kayıtta Adı Geçen Yer İsimleri
Kayıt İçeriği

Habsburg elçisi Cornelius Duplicius Schepper'in 1534 tarihli nihai raporu / sefaretname (18. sayfa).

Doğrudan İlgili Diğer Kayıtlar
Özel Not

Latince

Kaydın Metni

46
deret ipsis dominum suum in manus cum omni exercitu. Respondit Cornelius.
Si talem animum habuisset Imbrahimus Bassa, haud dubie venisset ad conflictum
cum Christianis sub Vienna, anno tricésimo secundo.
Respondit Slesita. Forte etiam timebat sibi, ne et ipse in numero esset
occisorum. Haue tarnen esse famam de eo. Et máximas habere inimicitias.
Hinc non diu diiraturum ipsius régimen. Esse fatale domui Othomannorum
gubernari ab aliis Sclauis suis. Neminem tamen diu apud eos in gratia manere,
sed omnes male perire.
Heri etiam venisse quemdam virum Persam ad Caesarem Thurcarum
qui peritissimus esset viarum quae ducunt in Persidem. Hunc preiturum ante
exercitum et viam ostensurum. Quo fore vt hac hieme omnino sit Caesar Thurcarum
Persida occupaturus.
XIX** Die Maii. Barbarossa siue Heyradinus Bassa cum aliquot Mauris
de regno Thunisii deosculati sunt manum Caesaris Thurcarum et ipsi valedixerunt
vt breuiter abituri.
Neque pretermittendum iis diebus venisse oratorem à rege Thunisii.
Qui obtulit fìlio Barbarossae , fìliam regis sui in vxorem cum bona parte terrae
et regni. Barbarossam autem ideo properare vt occupet Promontorium Thunisii,
vbi scilicet flumen se exonérât in mare, et dicere. Si Rex Thunisii sibi
vult amicus esse , facile daturum eum esse ipsi illud promontorium. Sin minus
: dicit se illud vi occupaturum.
Idem orator regis Thunisii audientiam habuit et responsum non bonum
et sub specie, quod dabitur ipsi vna fusta ad redeundum ad regem suum detineri
debebat Constantinopoli, donec Barbarossa veniret ad mare. Et ita detentum
iri, ex ore Aiazbassae audiuerat Slesita ille qui precedentia dixit Cornelio.
Et euentus etiam comprobauit. Quia dum recederet Cornelius, adhuc ibidem
erat orator ille. Et in armanda fusta qua domum redire debebat, tantum promouerat
quantum primo die.
Dixit idem Slesita Id quod Cornelius postea ab Aiaz Bassa audiuit: dominum
suum Aiazbassam, ipsi hodie dixisse. lam esse sexaginta quattuor naues
Thurcarum in mari rubro contra Portugallenses in quibus sunt aliquot
milia bombardarum. Esse enim hinc tormenta aenea plusquam quattuor mina
illuc transmissa.
XXII Die Maii. Venit ad Cornelium D. Aloisius Griti. Excusauit se
quod prius non venisset, eo quod semper expectasset occasionem conueniendi
magnum Cesarem , et deosculandi manum ipsius. Quam occasionem nondum

Kayıt Özeti

[ s. 46 ] onlara efendisini tüm ordusuyla beraber getirip teslim edecekti. Cornelius cevapladı: Eğer İbrahim Paşa’nın böyle bir niyeti olsaydı şüphesiz Hıristiyanlara karşı çarpışmaya Viyana önlerine [bin beş yüz] otuz iki senesinde gelirdi.
Silezyalı cevapladı: Belki de çarpışmada ölmekten korkuyordu. Ancak hakkındaki söylenti budur. Ayrıca, çok fazla düşmanı vardır. Bundan sonra hükümeti çok uzun sürmeyecektir. Osmanlı hanedanının hizmetkarlarından başkaları tarafından idare edilmesi tehlikelidir. Yine de onların nezdinde kimse uzun süre inayete mahzar olamaz ve hepsi fena şekilde fevt olur.
Daha bir önceki gün, İran’a giden yolları çok iyi bilen bir Acem, padişaha gelmişti. Bu şahsiyet ordunun önünden geçecek ve yolu gösterecekti. Böylece belki de bu kış padişah bütün İran’ı fethedecekti.
19 Mayıs. Barbaros, nam- ı diğer Hayrettin Paşa, Tunus krallığından gelen kimi Mağriplilerle padişahın elini öptü ve veda etti. Yakında yelken açacaklar.
Ayrıca unutmadan söylemek gerekir ki bu günlerde Tunus Kralı’ndan bir ilçi [orator] geldi ve Barbaros’un oğluna, krallığın topraklarının hatrı sayılır bir kısmıyla beraber kralının kızını eş olarak önerdi. Ancak Barbaros çok hevesli bir şekilde (nehrin denize döküldüğü) Tunus Körfezi’ni ele geçirmeye hazırlanmakla meşguldü ve şöyle dedi: Eğer Tunus Kralı kendisine dost olmayı diliyorsa rahatlıkla kendisine mezkur körfezi teslim edebilirdi. Eğer kabul etmiyorsa da körfezi cebren ele geçirecekti.
Tunus Kralı’nın mezkur elçisi [padişahın] huzura kabulden sonra müspet bir cevap alamadı ve kralına dönebilmesi için kendisine bir kalyata [fusta] verilecek olsa da Barbaros denize açılana kadar Kostantiniyye’de ikamete devam etmek zorunda olduğu söylendi. Ayas Paşa’nın ağzından bunları duymuş olan mezkur Silezyalı Cornelius’a o elçinin böylece şehirde tutulacağını söyledi. Cidden de vakıa böyle gerçekleşti. Zira Cornelius geri dönerken mezkur [Tunus’tan gelen] elçi hala şehirdeydi. Ayrıca elçiyi evine götürecek olan kalyatanın hazırlanması da hala ilk gün olduğu gibi geciktiriliyordu.
Silezyalı Ayas Paşa’dan duyduklarını anlatmaya devam etti: Efendisi Ayas Paşa kendisine o gün şöyle demişti: Portekizlilere karşı 64 Türk gemisi halihazırda Kızıldeniz’de bulunmaktaydı ve birkaç bin de topları mevcuttu. Ayrıca buradan [İstanbul] da dört binden fazla bronz top oraya yollanmıştı.
22 Mayıs. Alvise Gritti Efendi Cornelius’un yanına geldi. Daha önce uğrayamadığı için özür diledi ancak elini öpmek için padişahla bir araya gelme fırsatını kollamaktaydı. Lakin hala bu fırsat [ s. 46 ]

Kaynak Bilgisi
Antal Gevay., Urkunden und Actenstucke zur Geschichte der Verhaltnisse zwischen Oesterreich, Ungern und der Pforte im XVI. und XVII. Jahrhunderte, Wien, (1840 [1838]-42).