Habsburg elçisi Cornelius Duplicius Schepper'in 1534 tarihli nihai raporu / sefaretname (11. sayfa).
Latince
39
quo anno superiore. Quin et eos qui iam transierant Bosphorum Thracium
reuocari fecerant. Venit ad locum Dyuani siue consilii vbi fuere tres Bassae
Aiaz, Cassum et Cheyradin siue Barbarossa Cum quibus pransus est. Et cum
Barbarossa sermonem habuit de Hispaniis et de situ regionís illius, et de temperatura
quantum ad frigus et calorem attinet. Postea introductus est ad Caesarem
Thurcarum. Cui exhibuit honorem deosculata manu: et post salutationem
nomine Ferdinandi regís premissam, obtulit ipsi literas. Quas ipse Caesar
non suscepit sed eas iussit vt daret Cornelius ipsi Aiaz Bassae. Stabant autem
tres illi Bassae in pedibus, Aiaz propius ad Caesarem, post hunc Cassum, post
illum autem Cheyradinus siue Barbarossa. Quem attingebat à latere lonusbeg
interpres portae. Post quem Cornelius propius ad tabulatum super quo sedebat
Caesar.
Exorsus est Cornelius ab eo quod cum anno superiore apud portam
fuisset, et mentio fuisset de inducendo Carolo Caesare ad pacem cum Magnitudine
sua, idem illud à collega suo et se Cornelio relatum fuisse Serenissimo
Ferdinando regi. A quo volente gratificari ipsius Magnitudini, ipse Cornelius
fuisset missus in Hispanias ad Carolum Caesarem. Quem enarrata magnanimitate
et studio pacis quod inest Magnitudini ipsius Imperiali eo induxisset vt
et ipsius Caesarea Maiestas a pace non abhorreret et in gratiam fratris sui Ferdinandi
regis Coronem vrbem quam omnibus viribus tueri destinauerat, dimitteret.
Et ob id ipsi Cornelio redeunti à Caesare Carolo datas fuisse literas
ad ipsius Magnitudinem quae iam essent in manibus Aiaz Bassae. Credidisse
autem inuenire Aloisium Griti in Hungaria. Cum quo tractare super induciis
potuisset: et per cuius medium per viam breuiorem Hungariae ad portam
ipsius venisset. Quod si accidisset: ipsum Cornelium mandaturum fuisse Coronensibus
vt exirent nullo damno illato. Quum autem propter tempestates
maris et per longum iter Rhagusium tardius aduenisset, Magnitudinem ipsius
mirari non debere quod ii qui in Corone erant exiuissent. Ita enim ordinatum
fuisse ne Magnitudo sua se in grauiores expensas conijceret propter obsidionem.
Ferdinandum itaque regem petere, vt hoc filiale suum officium Caesarea
sua Magnitudo in bonam partem capiat, et Aloysium Griti ocyus ad Hungariam
mittat, eique de nouo iubeat vt totum regnum Hungariae vel saltem
maiorem ipsius partem, prefato Ferdinando regi consignet. Quicquid enim ipsi
Ferdinando regi accesserit, id Magnitudinem ipsius arbitrari debere accessisse
propensitati et beneuolentiae filiali erga eamdem.
A prefato preterea filio suo Ferdinando rege iniunctum esse Cornelio vt
[ s. 39] olduğu kadar kalabalık değillerdi. Boğaz’ı halihazırda geçmiş olanlar bile geri çağırmışlardı. Cornelius Divan yerine, yani konseye, geldiği zaman üç paşayı (Ayas, Kasım ve Hayrettin ya da Barbaros) orada buldu ve birlikte yemek yediler. Barbaros İspanyollar, ülkelerinin bulunduğu yer ve sıcak soğuk arasında değişen iklimiyle ilgili konuşmaya başladı. Ardından padişahın huzuruna götürüldü, hürmetlerini sunduktan sonra elini öptü. Ferdinand Kral adına selam ilettikten sonra mektupları kendisine uzattı. Padişah mektupları almadı, ancak Cornelius’un Ayas Paşa’ya vermesini söyledi. Üç paşa da o sırada ayakta bekliyordu; Ayas padişaha yakındı, ardından Kasım, onun peşinden de Hayrettin, ya da Barbaros, dikilmekteydi. Barbaros’un bitişiğinde divan tercümanı Yunus Beğ bulunmaktaydı. Ardından da Cornelius, padişahın üzerine oturduğu zeminin yakınında beklemekteydi.
Cornelius konuşmasına önceki yıl da Divan’da bulunduğundan bahsederek başladı ve Kayzer Karl’ın Zat-ı Şahaneleriyle sulha iknasından bahsetti. Bu mevzuu hem yoldaşı [Hieronymus de Zara] hem de Cornelius Ferdinand Kral hazretlerine aktarmışlardı. Zat- ı Şahanelerini memnun edebilmek adına Cornelius şahsen Kayzer Karl’ın yanına İspanya’ya yollanmıştı. Majestelerine bunları anlattıktan sonra barış tesis etme sevdasıyla Kayzer’i hem sulh bağlamaktan çekinmemek hem de tüm gücüyle müdafaa etme kararı almış olduğu Koron şehrinden kardeşi Ferdinand Kral hürmetine ferağ etmek hususunda ikna etmişti. Bu vesileyle de Kayzer Karl geri dönüş yolunda olan Cornelius’a Zat-ı Şahanelerine [padişaha] getirilmek üzere mektuplar vermişti ki, bunlar şimdi Ayas Paşa’nın elindeydi. Alvise Gritti’yi Macaristan’da bulacağını sanmaktaydı. Onunla mütareke mevzuunu görüşebilir, onun aracılığıyla Macaristan içinden daha kısa yoldan Kostantiniyye’ye gelebilirdi. Eğer böyle olsaydı Cornelius Koron’dakilere hiçbir hasara yol açmadan çıkmalarını emredecekti. Ancak denizdeki fırtınalar ve Ragusa üzerinden yolun daha uzun sürmesinden dolayı geç kalmıştı. Bu yüzden de Zat- ı Şahaneleri Koron’dakilerin çıkıp gitmiş olmasına şaşırmamalıydı. Bu yüzden de zat- ı şahanelerinin kuşatmadan dolayı ağır masarife girmemesine karar verilmişti. Ferdinand Kral rica ediyordu ki padişah yüce padişah evlatlığı olan kralın jestini hoş karşılasın ve Alvise Gritti’yi olabildiğince çabuk Macaristan’a irsal eylesin. Ayrıca tüm Macaristan Krallığı’nı ya da en azından krallığın kısm- ı azamını mezkur Ferdinand’a teslim ettirmesini emretsin. Ferdinand Kral’a ne bahşederse, yüce padişah evlatlığının da kendisine o ölçüde meyil ve hayırlar göstereceğini düşünmeliydi.
Ayrıca mezkur evlatlığı Ferdinand Kral tarafından Cornelius’a [ s. 39 ]