Habsburg elçisi Cornelius Duplicius Schepper'in 1534 tarihli nihai raporu / sefaretname (8. sayfa).
Latince
36
capita Tametsi et ego vnum habeam ex illis. Nam sunt nimium vehementia, voluntque totum mundum secam trahere in precipitium.
Ad hoc Cornelius respondit. Scire se hie quosdam esse cupidos rerum nouarum vt Troylum Pinatellum et similes qui nihil non audeant. Verum non omnino semper succedere pro ipsorum arbitrio.
Verum est inquit D. Aloysius esse talia hic capita et fuisse vt Camillum Vrsinum. Qui cum multa hic proponeret, et nihil haberet quod expenderet,
adiutus est à me aliquot centenariis ducatorum. Neque vero hi soli hic sunt aut fuerunt: sed alii etiam qui vxores et pignora liberosque suos volunt dare obsides futuros ad libidinem si fefellerint, et si non plurima castella in manus ipsius Barbarossae tradiderint. Qui quidem Barbarossa mirabiles intelligentias
habere se ait multis in locis. Si Imbrahimus Bassa hic esset bene impediremus ipsius Barbarossae profectionem. Nunc autem cum sim solus: non possum ea quae bene vellem.
Postea sermo ortus est de Commissione Cornelii et de induciis faciendis inter istos Caesares. Dixit id minime processurum quia Barbarossa vehementer instetisset ad profìciscendum allegando nullum tempus melius esse ad damnifìcandum Carolo Caesari quam istud presens. Neque emittendam
esse occasionem hanc è manibus. Sed si de pace sermo fíeret, tune forte aliquid fieri posse.
Respondit Cornelius. Inducias fieri ad pacem. De qua etiam si nunc tractandum esset, non deesse sibi mandatum: sed pacem conditionalem se faceré posse: hoc est pro tota Christianitate, et in euentum ratifìcationis subsequendae à sanctissimo domino nostro Papa: et aliter non. Id enim pro debito Imperatoris Christiani faceré velle Carolum Caesarem : et non posse aliter pro honore suo,
Respondit D. Aloisius. Hanc pacem conditionalem plenam esse suspitionis et in eam non consensurum esse Caesarem Thurcorum, sed bene aliquid fieri posse modo excludatur conditio de subsequenda ratificatione per Papam facienda.
Respondit Cornelius. Carolum. Caesarem nequáquam pacem faceré velie nisi cum hac conditione, et malle toium negocium infringi: quam ab hac conditione decedere. Hinc posse ipsius integritatem constare quod res suas mallet periclitari quam in aliquo videri fecisse contra debitum Imperatoris Christiani et obseruantiam sanciae sedis Apostolicae.
Respondit Aloisius. Se prius de Maiestate Caesarea sinistre fuisse in-
[ s. 36 ] her ne kadar bir tanesi ben olsam da sevdiğimi söyleyemem. Zira çok öfkelilerdir ve tüm dünyayı kendileriyle beraber çöküşe sürüklemek isterler.”
Cornelius cevap verdi: Burada haber almak için istekli olan Troylus Pinatellus gibi kimselerin bulunduğunu biliyordu. Ancak işler her zaman onları keyfi üzere ilerlemiyordu.
Alvise Efendi lafa girdi: “Öyle şahsiyetlerin Kostantiniyye’de bulunmuş ve bulunmakta olduğu doğrudur. Ursino pek çok şey vaat etmişti ancak yaptığı harcamaların karşılığını alamadı - kendisine birkaç yüz duka altın yardımda bulunmuştum. Bunlar burada bulunmuş olan ya da bulunan yegane adamlar da değillerdir. Başkaları da eşlerini ya da köle yahut özgür uşaklarını esir vererek es geçilmek ya da Barbaros’un eline daha fazla kale teslim etmekten kurtulmak ister. Barbaros pek çok yerde kuvvetli istihbaratı olduğunu söylemektedir. Şayet İbrahim Paşa burada olsaydı Barbaros’un seferini pekala engelleyebilirdik. Ancak şimdi yalnız başımayım: İstediğim şeyi yapamam.”
Ardından Cornelius’un maslahatıyla ve iki imparator arasında yapılacak olan mütarekeyle ilgili konuşuldu. Barbaros Kayzer Karl’ı sıkıştırmak için şimdikinden daha uygun bir zaman bulunmayacağı konusunda ısrarla sefere çıkmak istediğinden görüşmelere devam etmek pek mümkün değildi, bu fırsat da elden kaçırılmamalıydı. Ancak sulhtan bahsedilecekse, bir ölçüde görüşülebilirdi.
Cornelius cevapladı: Mütareke sulh için yapılacaktı. Ancak sulh için dahi şimdi görüşülecekse, kendisine gerekli emirler verilişti: Koşula bağlı bir sulh bağlama yetkisine sahipti: Sulh tüm Hıristiyan alemini kapsayacak ve tasdiklendiği takdirde efendimiz Papa tarafında da itibar görecekti. Başka türlüsü makbul değildi. Kayzer Karl bunu Hıristiyanların İmparatoru olarak yapmak istiyordu; kendi şerefi açısından başka türlü olması mümkün değildi.
Alvise Efendi cevapladı: Bu şartlı sulh şüphelerle doludur ve padişah kabul etmeyecektir. Ancak Papa’nın da akabinde onaylaması koşulu çıkarıldığı takdirde bir şeyler ayarlamak mümkündü.
Cornelius cevapladı: Kayzer Karl eğer bu koşul kabul edilmeze sulh bağlamak istemez ve bu şarttan taviz vermektense tüm müzakerenin sona erdirilmesi tercih eder. Sulhun sıhhati buna bağlıdır; çünkü işlerinin Hıristiyanların İmparatoru sıfatına ve Kutsal Papalık onayına mugayir olarak halledilmesindense hiç yapılmamasını yeğler.
Alvise cevapladı: Daha önce Majesteler Kayzer hakkında [ s. 36 ]