Kaynak Türü
Elçi Raporu
Cilt No /Belge No
6/1
Kayıt Tarihi
Haber Tarihi
Kayıtta Adı Geçen Yer İsimleri
Kayıt İçeriği

Habsburg elçileri Hieronymus de Zara ve Cornelius Duplicius Schepper'in 1533 tarihli nihai raporu / sefaretname. (29. sayfa)

Doğrudan İlgili Diğer Kayıtlar
Özel Not

Latince

Kaydın Metni

31
Coesari, Salis enim se intelligere magnum Caesarem id uelle ui habere, magis
quam ulla pactione, De quo nescirent Oraiores aliud dicere, nisi uideri
sibi hanc responsionem de Corone ui habenda, esse ualde generosam. Ex
quo ergo magnus Caesar cum Carolo Cesare pacem habere non uellet, non
defuturam materiam iuuenibus exercendi se et militandi , Et profecto hoc bellum
futurum esse inter duos potentissimos Coesares, Ñeque enim à Tempore
Caroli Magni potentiorem fuisse in Europa principen! Carolo Quinto praesente,
nec in Asia Soleymanno. Proinde experientia cognitum iri, vtrum eorumDeus
velit superiorem manere. Haec ita responsa sunt per Cornelium.
Respondit Aloysius Gritti, verum esse Carolum Caesarem esse potentem,
sed cui non omnes obediant, Exemplo esse Germaniam, et Lutheranorum
peruicatiam. Magni autem Coesaris Turcarum nulluni vnquam fuisse similem,
et cui omneis ita essent proesto obedire. Illum hinc mittere posse ad Medinam
Ak Naby, aut adMecham, vnum ex suis cum simplicissimo mandato, interfîciendi
maximum quenque Dominum, et confestim eum Dominum occisum
iri, sicut patuisset in Achmath Bassa Chayri, qui huic rebellans à proefecto
suae propriae Domus coesus fuit. Hune etiam Cesarem ditissimum esse, scire
enim se hune si uellet intra quatuor Menses habiturum ad decem Milliones
hoc est ad centies centena Millia Ducatorum , prêter Thesauros , quos hic habeat.
Esse praôterea inoestimabilem ipsius potentiam.
Si enim in Asia Bellum gerat, ipsam Asiam persoluere Stipendium militi,
Romaniam autem frumentum et commeatus. Si in Rhomania: econtra.
Vnde factum, vt nunquam illi defuerit commeatus, prout experientia cognitum
est in nouissima Expeditione Hungarica, in qua ipse magnus Caesar pro
persona sua habuit mille octingentos Camelos, praeter Equos et mulos innumerabiles,
solum portantes, quae ipsi magno Corsari vsui essent, Ipsum Bassam
Ybraimum mille Camelos habuisse, alios Bassas, quingentos, sexcentos,
Tantam esse obedientiam, vt si nunc mandaret vnum Coquum ad interficiendum
Ymbraym Bassam, nihil impedimenti futurum, quominus illum interfìceret,
Neminem esse ex Turcis, qui in expeditionibus non prouideat sibi
de commeatu ad minus vnius Mensis, prçter id quod publice uenditur in
Castris , et publice distribuitur. Id se scire. Nam magnani molem frumenti
relictam esse Budae, de qua ipse postea ordinauerit, se cum ipsis fuisse et
uidisse, se omnia haec scire et plura. Immo totum niundum esse in capite
suo, eo quod omnia negotia totius mundi ad euni remitterentur, se quidem
posse dicere magnam sibi authoritatem esse, sed non posse exprimere tàm

Kayıt Özeti

[ s. 31 ] buyruğuna itaat edeceklerdi. Ulu padişahın şehri barıştansa kılıçla almak istediğini yeterince iyi anlamaktaydılar. Bu noktada, padişahın Koron’u bileğinin hakkıyla almak istiyor olması cevabının pek asil olduğunu düşündüklerinden başka elçilerin diyebilecekleri bir şey yoktu. Bu yüzden yüce padişah Kayzer Karl’la sulh bağlamak istemiyordu: Delikanlılar hazırlanacak ve çarpışacaklardı; savaş bir kez başlayınca da devrin en kudretli iki İmparatoru karşı karşıya gelecekti. Zira Şarlaman’ın [Carolus Magnus] zamanında beri Avrupa’da Şarlken’den büyük, Asya’da da Süleyman’dan kudretli bir hükümdar bulunmamıştı. Tanrı’nın nihayetinde hangisini galip kılmak istediği izleyip görülecekti. Cornelius’un verdiği cevap işte böyleydi.
Ardından Alvise Gritti cevapladı: Kayzer Karl’ın kudretli olduğu doğrudur; ancak ona herkes itaat etmemektedir. Almanya ve Luteranların dik başlılığı buna misaldir. Yüce padişaha böyle direnen kimse olmamıştır ve herkes ona itaat eder. Tek bir emirle adamlarından birini Medinetü’n- Nebi’ye ya da Mekke’ye kadar yollar ve oradaki en yüksek rütbeli idareciyi derhal katlettirebilir. Benzer bir vaka, padişaha isyan ettikten sonra kendi evinin kâhyası tarafından öldürülen Hain Ahmet Paşa hususunda yaşanmıştı. Ayrıca padişah çok zengindir; isterse dört ay içerisinde on milyon (yani yüz defa yüz kere bin) dukayı, hem de buradaki hazineleri hariç tutarak, bir araya getirebilir. Padişahın kudretini ölçmeye imkân yoktur.
Şayet Anadolu’da savaşmaktaysa Anadolu’ya asker yollar, Rumeli’nden de erzak getirtir. Eğer Rumeli’nde harp ediyorsa, tam tersi. Bu yüzden asla erzak sıkıntısı çekmez, tıpkı son Macaristan seferinde görmüş olduğumuz gibi. Bu sefer padişah sayısız at ve katırın yanında bin sekiz yüz deve getirdi ki bunlar sadece padişahın eşyasını taşımaktaydı. İbrahim Paşa’nın da bin devesi; diğer paşaların beş yüz ya da altı yüz… Padişaha itaat o dereceydi ki şayet şimdi bir aşçıyı İbrahim Paşa’yı infaza yollasa kimse engel olamazdı. Türkler arasında kimse sefer sırasında kendisine en az bir aylık erzak tedarik edip gerisini dağıtmak ya da kalelerde satmaktan geri durmaz. Bunu şahsen biliyordu. Zira Budin’de büyük miktarda erzak bırakılmıştı ve kendisi ardından bunları düzenlemişti. Onlarla birlikte bulunmuş ve her şeyi şahsen görmüştü; bunu ve daha başka pek çok şeyi biliyordu. Başında bir dünya iş vardı, çünkü dünyanın bütün maslahatı ona aktarılıyordu. Büyük bir yetkiye sahip olduğunu söyleyebilirdi; ancak ne kadar büyük olduğunu [ s. 31 ]

Kaynak Bilgisi
Antal Gevay., Urkunden und Actenstucke zur Geschichte der Verhaltnisse zwischen Oesterreich, Ungern und der Pforte im XVI. und XVII. Jahrhunderte, Wien, (1840 [1838]-42).