Habsburg elçileri Hieronymus de Zara ve Cornelius Duplicius Schepper'in 1533 tarihli nihai raporu / sefaretname. (17. sayfa)
Latince
19
in tribus mensibus, et de omnibus portaturum bonam responsionem. Id autem
ipsum Cornelium suscipere quia esset iunior et patiens laborum magis quam
senex aliquis.
Respondit Gryti. Verum id esse: et se bene scire, qualitercumque missus
esset Cornelius nomine Ferdinandi Regis, esse id factum nomine Caesaris
Karoli, et ipsum a Carolo Caesare sub specie et pretextu Regis missum esse.
Ad quod responderunt Oratores. posse vnumquemque credere quod liberet,
ipsos faceré quod est illis iniunctum.
Postea ad res hungaricas conuersus Aloisius Gryti, dixit se de bis locuturum
in futurum latius, quia multa essent medianda. Cesarem Thurcarum
omnino nelle promissionem suam factam Regi Ioanni quamdiu uiueret seruare.
Sed casu quo sibi fìdere uellemus, post mortem Vayuodae, promittere se
uelle , totum regnum Hungariae Ferdinando Regi.
Famam esse se aloysium, pro se regnum illud petere, Id minime uerum
esse dixit. Et moriar inquit ut canis si unquam ego talem uoluntatem habuerim
aut adhuc habeam. Multa mala de Hungaris locutus est, dicens pessimam
gentem , infidissimam, intractabilem.
In principio conuentus Posoniensis, agi ceptum ut Rex Toannes loqueretur
cum Ferdinando Rege. Id se omnino dissuasisse ad tollendam suspitionem
ab ipsis Thurcis. Sed bene fuisse consultum quod ipse Aloisius cum Ferdinando
Rege conuenisset. Et ad id, multa de sua autlioritate locutus est. Interque
alia dixit se esse bonum Christianum, et uelle mori uti bonum decet
Christianum. Qualis nisi ipse fuisset, prout deus est in coelo, ita totum regnum
Hungariç nunc futurum fuisse in potestate Thurcarum , et in ilio habituros
, suos Sanzachos sicut in Bosna, Czertzogouina et alijs partibus , vnde
ex ipsorum manibus nunquam extrahi potuisset, neque fuisset Ferdinandi aut
loannis sed Thurcarum. Magnam esse gratiam dei, quae sibi dedisset istam
authoritatem inter hanc nationem Thurcarum, Et tantam quantam nemo Christianus
unquam habuitapudhanc gentem. Suo medio preseruatum esse regnum
Hungariae. Postea subiunxit Imbrahimum bassam male contentum esse de Venetis.
Ad quod Hieronymus respondit, semiyronice. ipsum Aloisium facile
mutaturum esse animum Bassae, eo quod faueret Venetis.
Respondit Aloisius et ipse semiyronice, Verum esse, se illis fauere quia
impossibile esset sanguinem conuerti in aquam.
Subiunxit Hieronymus, uelle Regiam Maiestatem cum ipso Aloisio facere
secretam intelligentiam,
[s. 19 ] gidip geri geleceğini ve her husus için düzgün bir cevap getireceğini söyledi. Bu işi Cornelius devraldı, zira yaşça daha küçüktü ve herhangi bir ihtiyardan daha fazla mihnet çekebilirdi.
Gritti cevap verdi: Sahiden de öyleydi. Çok iyi biliyordu ki her ne kadar Cornelius Ferdinand Kral adına yollanmış olsa da aslında Kayzer Karl adına gönderilmişti ve Kayzer Karl tarafından Kral adına bir görev kisvesiyle buraya gelmişti.
Elçiler cevaben “İnsan neye isterse ona inanabilir, biz ne görev verildiyse onu yapıyoruz” dediler.
Ardından Alvise Gritti Macaristan meselesine döndü ve daha sonra bu konuyla ilgili uzun uzadıya konuşacağını söyledi; zira görüşülecek çok şey vardı. Padişah kesinlikle Kral Yanoş’a verdiği sözü yaşadığı sürece tutmak istiyordu. Ancak kendisine itibar etmek istersek, Voyvoda’nın ölümünden sonra bütün Macaristan Krallığı’nı Ferdinand Kral’a bırakma sözü veriyordu.
Alvise mezkur krallığı kendisi için istediği söylentilerinin asılsız olduğunu söyledi. “Ve böyle bir arzum şimdiye kadar olmuş ya da bundan sonra olursa bir köpek gibi öleyim” dedi. Macarlar hakkında pek çok menfi lakırdı etti; bunlar çok kötü huylu, sadakat nedir bilmeyen ve inatçı bir halktı.
Başlangıçta Pojun’da Kral Yanoş’un Ferdinand Kral’la konuşması karar alınmıştı. Ancak [Yanoş] Türklerin şüphesinin çekmemek için katiyen buna karşı çıkmıştı. Ardından Alvise’nin şahsen Ferdinand Kral’la görüşmesi tavsiye edildi. Bu hususta bolca yetkileri hakkında konuştu. Başka pek çok şeyin yanı sıra iyi bir Hıristiyan olduğunu ve iyi bir Hıristiyan’a yakışır bir şekilde ölmek istediğini söyledi. Eğer kendisi olmasaydı, Tanrı’nın cennette şahitti ki, bütün Macar krallığı Türklerin elinde olacaktı ve Bosna’da, Hersek’te ve diğer yerlerde olduğu gibi orada da sancakbeyleri ikamet ediyor olacaktı. O noktadan sonra Macaristan’ı Türklerin elinden çekip almanın imkânı olamazdı. Eğer kendisi olmasa krallık ne Ferdinand’ın ne de Yanoş’un; Türklerin elinde olacaktı. Tanrı’ya şükürler olsun ki kendisine Türk milleti arasında geçerli bu yetkiyi vermişti; şükür ki şimdiye kadar hiçbir Hıristiyan’ın bu millet içinde sahip olmadığı gibi bir yetki vermişti. Kendisi aracılığıyla Macaristan krallığı sakınılacaktı. Ardından belirtti ki İbrahim Paşa Venediklilerden memnun değildi. Hieronymus cevaben, hafif müstehzi bir tavırla, Alvise’nin kolaylıkla Paşa’nın fikrini değiştirip Venediklilere meyletmesini sağlayabileceğini söyledi.
Alvise de yarı müstehzi bir tavırla [semiyronice] hakikaten de böyle olduğunu, onlara sahiden de meylettiğini, zira kanı suya çevirmenin mümkün olmadığını söyledi. [? cf. Blood is thicker than water?]
Hieronymus Majesteleri Kral’ın Alvise’yle gizli irtibat kurmak istediğini ekledi. [s. 19]