Habsburg elçileri Hieronymus de Zara ve Cornelius Duplicius Schepper'in 1533 tarihli nihai raporu / sefaretname. (4. sayfa)
Latince
istas res îpse defîniret, Et quod Caesar Thurcarum dederat regnum Hungariae
suo regi loanni, et idipsum confîrmauerat magis quam decem uicibus :
et quod illud quod ipse Hieronymus usque ad illam horam presentem tractauerat,
dixit, opus esset illud retractare attento quod Don erat facta aliqua firmitudo
qualiscunque : nisi ore ad os, et quod res Hiingariae essent faciles, Sed
quod esset uidendum qualiter facienda esset pax cum Imperatore. Et quod
ipse credebat quod Imperator non restitueret Coronem, et quod eam non
restituendo Thurci nullo modo facerent pacem, et se credere pacem nullo
modo factam iri.
Ad quod Hieronymus respondit primo circa rationem continentem quod
Vayuoda esset factus legitime Rex, dixit quod erat iniuste et illegitime factus
Rex, et quod in illa hora hoc ipsum illi non uellet demonstrare, sed cum
suo tempore hoc ipsum esset demonstraturus.
Quantum attineret ad negociationem quam ipse Hieronymus fecisset
cum Imbrahimo Bassa quod eam esset opus de nono retractare, Et quod
nulla alia fìrmitudo esset facta nisi quod locutum esset ore ad os. Respondit
idem Hieronymus non esse opus retractare id quod erat tractatum, attento
quod Caesar Thurcarum donasset regnum Hungariae Maiestati Regiae domino
suo , et ipsum acceptasset in fìlium. Imbrahimum Bassam dixisse ore suo et
promisisse se commandaturum ipsi Aloisio Griti ut tractaret cum Vayuoda
in eum finem ut renunciaret regnum et coronam Maiestati Regiae Rhomanorum
etc. Et quod idem Imbrahimus Bassa bonam spem haberet, hoc ipsum
esse facturum. Et quod si aliter fieri non posset, regnum ipsum diuideretur
per promissionem quam Caesar Thurcarum ipsi fecerat, ex quo ipse Vayuoda
non posset longa uita frui, vtpote iam senex, et regnum illud esse illi solum
promissum ad uitam.
Quantum attinet ad id quod dicitur, locutum esse ore ad os. Respondit
idem Hieronymus Imperatores et Principes grandes magnitudinem suam non
alio quam per nerba sua cognoscere et obseruare, propterea ex quo prescripta
verba ex ore Caesaris Thurcarum et Imbrahimi Bassae processerant, se plus firmitudinis
tenere in illis quam in centum priuilegijs quç super ijs habere posset,
immo etiam, si angeli de celo ipsi fecissent desuper instrumentum, attento
quod fama talis reuocandi nerba sua numquam percepta fuisset de Caesare
aut Imbrahimo Bassa.
Quantum attineret ad pacem cum Caesare Rarolo, scihcet restitutione Coronis
mediante futuram pacem alias non. Respondit Hieronymus : sciatis quod
çağırtmıştı ve Türklerin İmparatoru Macar Krallığı’nı kendi kralı Yanoş’a vermişti ve bunu on kereden fazla onaylamıştı. Bu doğrultuda, Hieronymus’un şimdiye kadar yaptığı görüşmeler boşunaydı ve yeniden görüşmesi gerekecekti, zira hiçbir şey için almış olduğu sözler kesin değildi: Eğer yüz yüze konuşulmadıysa. Ayrıca Macaristan mevzu basitti. Ancak, Kayzer’le nasıl barış yapılacağı asıl konuydu. Zira inanıyordu ki Kayzer Koron’u geri vermediği sürece Türkler hiçbir şekilde barış yapmayı düşünmüyorlardı ve Kayzer de şehri geri vermeyeceği için barış hiçbir türlü yapılamayacaktı.
Bunlara cevaben Hieronymus belirtti ki Voyvoda [Yanoş Zapolya] haksız yere ve gayri meşru olarak Kral seçilmişti ve sebeplerini onlara şimdi göstermeyecek, ileride bunlar kendiliğinden açığa çıkacaktı. Hieronymus’un İbrahim’le önceden yapmış olduğu görüşmeye gelecek olursak, tekrar müzakereyi gerektirecek bir şey söz konusu değildi ve yüz yüze konuşulmayan hiçbir şey kesin olamazdı. Hieronymus cevap olarak daha önce zaten görüşülmüş olan bir mevzuu tekrar görüşmeye gerek olmadığını söyledi, zira Türklerin İmparatoru Macaristan Krallığı’nı efendisi Majesteleri Kral [Ferdinand]’a vermişti ve ırsen devamını kabul etmişti. İbrahim Paşa kendi ağzıyla söylemişti ki Alvise Gritti’yle bu konuyu görüşecek ve Voyvoda’yı tahtı ve tacı Majesteleri Roma Kralı’na terk etmesi için ikna etmesi hususunda onu görevlendirecekti. İbrahim Paşa bu konuda çok umutluydu. Ve eğer başka türlü bu iş gerçekleşmezse, o zaman krallık Türklerin İmparatoru’nun kendisinin verdiği söz uyarınca bölünecekti ve Voyvoda da geçkin yaşından ötürü bundan da çok fazla istifade edemeyecekti; zira krallık da kayd- ı hayatla kendisine bırakılmıştı.
İletişim şekline gelince, görüşme yüz yüze yapılmıştı. Hieronymus cevaben “İmparatorlar ve büyük krallar haşmetlerini verdikleri sözler ve bunları tutmalarıyla ıspatlarlar. Bu yüzden Padişahın ve İbrahim Paşa’nın şifahen verdiği emirler yüz kanunda yazandan daha geçerlidir ve hatta melekler gökten belgeler indirseler bile ne Padişah ne de İbrahim Paşa verdikleri söze ihanet etmezler” dedi.
Kayzer Karl’la sulh meselesine gelince, Koron istirdat edilmediği sürece barış söz konusu olamazdı. Hieronymus cevap verdi: “Biliniz ki