Habsburg elçileri Hieronymus de Zara ve Cornelius Duplicius Schepper'in 1533 tarihli nihai raporu / sefaretname. (1. sayfa)
Latince
Enumeratio Eorum quae per Hieronymum de Zara transacta sunt
Constantinopoli ab eo tempore quo ipsius fìlius inde recessit
ad Maiestaiem Regiam usque ad aduentum Cornelij Duplicij
Scepperi:
Post recessum Vespasiani de Zara fìlij ipsius Hieronymi cum Zaus Cesaris
Turcharum, quarta die Februarij profectus est idem Caesar Turcharum
cum Imbrahino Bassa Hadrianopolim venationis causa, mandauitque per
quemdam ex Zaus suis, Hieronymo: ut scriberet ad omnia confinia ditionum
tam Karoli Caesaris quam Ferdiuandi Régis ut inducias seruarent donec penitus
esset conclusa pax. Proinde prefatus Hieronymus scripsit ad eximium
Regimen in Vienna, ad Capitaneum Lubianae ad Capitaneum Laschanum in
Strigonia ad Bachijanus Ferenz et a Pekrilaus in Posega et ad eos qui erant
in Corone, et in particulare ad Andream de Auria prout ex copijs earum
quas Regia Maiestas habet de undecima Februarij uidere poterit. Dubitansque
Hieronymus ne hoc scribere esset ob id mandatum, ut preuaricare eum
faceret ab ijs quae prius dixerat, scripsit reseruate. Et fuere literae ipsius dispositi
ad manus Bassae dicendo quod per postas suos eas transmitterent quo
opus esset.
Permanentibus prefato Caesare Turcharum et Imbrahino Bassa adhuc in
uenatione uenit eorum nomine ad Hieronymum: Zaus quidam, nuncians qualiter
in Archipelago uisae erant ceraeae ñaues Christianorum armate. Et quod
ob id scribere deberet per uiam Coronis, vt attentis inducijs non uellent molestare
subditos eorum. Cui mandato non potens contradicere Hieronymus ,
scripsit ad Coronem et ad prefectos prefatarum nauium armatarum prout ex
copijs de vicésima octaua Februarij Maiestas Regia uidere poterit, Litere
autem iste semper mittebantur a Hieronymo clausae adiuncto illis Exemplari
aperto ad adimendam omnem suspitionem, dabanturque Imbrahino Basse.
Que litere ab eodem semate fuere, et nusquam mandate ex quo uidebat Hieronymum
fìrmum permanere in ijs que prius scripserat. Et hec omnia a Thur
[s. 3]
Hieronymus de Zara’nın oğlunun Majesteleri Kral [Ferdinand]’a gitmek için yola çıkışından başlayıp Cornelius Duplicius Schepper’in gelişine kadar geçen sürede Hieronymus de Zara’nın İstanbul’da icra ettiği görüşmelerin anlatısıdır.
Hieronymus’un oğlu Vespasianus de Zara’nın yanında Padişah’ın bir çavuşuyla İstanbul’dan ayrılmasından sonra, Şubat’ın 4. günü Padişah da İbrahim Paşa’yla birlikte avlanmak için Edirne’ye doğru yola koyuldu ve çavuşlarından biri aracılığıyla Hieronymus’a şöyle buyurdu: Hem Kayzer Karl’ın [Şarlken] hem de Kral Ferdinand’ın topraklarının serhatlarına yazıp sulh edilene kadar ateşkesi muhafaza etmelerini söylesin. Ardından mezkur Hieronymus Viyana’daki yüksek düzey idari kadroya, Lubiana Kaptanlığına, Estergon’daki Kaptan Lazcano’ya, Bachianus Ferencz’e ve Pojega’daki Pekry’ye ve de Koron’da bulunanlara yazdı. Son olarak bilhassa Andrea Doria’ya da haber verdi ki bunların hepsini Majesteleri Kral on bir şubat tarihli mektupların nüshalarından görebilir. Hieronymus kendisine emredildiği gibi yazmayıp önceden söylediklerinden sapacağı endişesiyle son derece temkinli yazdı. [Dubitansque Hieronymus ne hoc scribere esset ob id mandatum, ut preuaricare eum faceret ab ijs quae prius dixerat, scripsit reservate]. Mektuplar Paşa’nın eline teslim edilip ulakları vasıtasıyla gerekli yerlere yollanmaları söylendi.
Padişah ve İbrahim Paşa hala avda olduklarından bir çavuşu Hieronymus’a yollatıp, Ege Adaları civarında kimi silahlı Hıristiyan gemilerinin görülmüş olduğunu söylettiler. Bu yüzden Koron üzerinden yazıp, ateşkes imzalandığından dolayı sakinleri incitmek istemediklerini söylemeliydi. Bu emre Hieronymus karşı çıkamayacağından Koron’a ve silahlı gemilerin kaptanlarına mektup yazdı. Bunu da Majesteleri Kral 28 Şubat tarihli nüshalardan görebilir. Bu kapalı mektuplar her daim Hieronymus tarafından nüshaları şüpheyi azaltmak adına açık olarak iliştirilmiş şekilde İbrahim Paşa’ya verilirdi. Bu mektupları İbrahim Paşa elinde tutar ve asla yollamaz, böylece Hieronymus’un daha önce yazdıkları konusunda sabit kaldığını görürdü. Türkler bunların hepsini [s. 3]