Habsburg elçileri Leonard von Nogarola ve Joseph von Lamberg'in 1532 tarihli nihai raporu / sefaretname. (9. sayfa)
Almanca
35
vns mir Erpierung der ressrentz ausgestandcn vnd wie wol Er zw obriss gelesen so habn wir doch nach gclegenhait der zeit vnd wessns solichs nie anfechrcn mu- gen sonder vns gcsselt als wissen wir nit wer dy persan sey vnd vns auf an- halten des wascha an dy zuegerichten fteln nider gesezt
Darnach der ymberj wascha angefangen vnd gesagt wir soln vns wol gehabt! vnd Er bet gehört wir besorgten vns mocht am haimziehcn was vbels wi- dcrrarn wir solen des kein sorg habn der kaiser werde vns wol sicher belassen lassen es sey pey in nit der geprauch das man mit solchen ferrcrcreyen vm ge Was aber vnser Handlung anrrift sey sein kaiser einer antbort entschloss» dy Er vnsern kunig durch ein verschlossen bricf den man vns -nesseln wirr gibt Er Hab frid bcgcrr Nun sey des kaissrs prauch das erden Erhört der in vm seiden anschpricht wo es anders von Einem mit gueren hertzen begert wirr
Daraus wir aus das erst geancbork wir heten auf Zern glaubn vnd trauen nie kein zweifl gesezt dan wir darauf herkhomen warn wo wir darin gczweiflc so mochten wir wol anhaim belibn sein aber der anrbort halbn so er vns vber vnser Handlung gebn kuncn wir vns daraus nichtz vcrichren dan sollen wir vns mir dem brief abssrtigen lassen vnd nit wessen was darin begrifcn war das war vns beschwerlich wessen auch nit wie wir pey vnsern Hern damit Hessen mochten vnd daraus begert dy weil vns vnser genedigisser kunig dy Handlung als seiner porschass vertraut das sy auch mit vns handln wie man mir porschaftcn handln sol vnd vberal der geprauch iss vnd vns auf vnser Werbung dy anrbort gebn Darauf Er angezeigt Wir Heren dy antbort schon gehört sein kaiser schlachr niembt kein friden ab der den von rechten Herzen begert ob aber vnser kunig den frid dermassen begert das wis er nit Er wirk cs aber sehen so sein kaiser hinaus kombt dan er hin aus ziehe vnd wil den kunig von hyspania suechen sink er erbo einen im sein kunigrcich hungern so wais er sich gegen dem selbn wol zühalten dan frid begern vnd einem in das sein zürreten vergleicht sich nit wier wessen wol das der kaiser das kunigreich mit seinem sabl gewunen het vnd wan alle kunig in der weit zusamen kamen so wurden sy In» solich kunigreicti zue vrcaln das es Im pilich zuesse Dcgerr aber vnser kunig frid mit rechten herzn so wess er sich wol dagegen zw halten Das sey vns ein genuegsame anrbort was aber dy kunig vnd furssen einer dem andern I"geheim schribn das taten sy mit verschlossen briefcn dy erhosnen dy Hern alsdan selbst Er Hab vns of gesagt sein kaiser Hab mit vnsern kunig nichtz zürhuen aber den kunig aus yspania den succht er der iss sein rechter feint den er iss nun vor vier Iarn vber mör komen vnd gros gcschrey gemacht er well wider dy turkn ziehen was habn Im dy turkn gethan
[ s. 35 ] kımıldanıp bize reveransta bulunmak için ayağa kalktı. Her ne kadar yükseğe oturtulmuş olsa da durum ve zamana mutabık olarak itirazda bulunmak istemediğimizden ötürü kim olduğunu bilmiyormuş gibi davrandık ve Paşa’nın işaretiyle bize gösterilen yerlere oturup beklemeye koyulduk.
Ardından İbrahim Paşa söze girdi ve yüreğimizi hoş tutmamızı söyledi. Eve gitmek istediğimizi duyduğunu ve başımıza kötü bir şey gelmeyeceğini söyledi: Padişah’ın adamları bize emn ü eman üzere eşlik edecekti. Zira böyle haince hareketlere başvurmak ona yakışmazdı.
Bizim maslahatımız hususunda ise padişah bir karara varmıştı. Kapalı bir zarf içinde kararını kralımıza ulaştıracaktık. Kendisi sulh istiyordu. Ancak padişah, gerçekten iyi niyetle sulh isteyenlerle barışa yanaşırdı.
Bunun üzerine öncelikle kendisine inandığımızı ve güvendiğimizi söyledik ve hiç şüphe barındırmıyorduk. Bu güven üzerine oraya gelmiştik; eğer şüphemiz olsa evimizde otururduk. Ancak müzakerelerimize dair cevabına gelince, bu konuda bir şey yapamazdık ve içinde ne yazdığını bilmediğimiz mektupla geri dönmek zorundaydık. Bu bizim açımızdan sıkıntılı bir durumdu ve efendimizin tepkisi ne olacaktı bilemiyorduk. Kendisinden rica ettik ki Saygıdeğer Kralımız bize elçilik görevini verdiği zaman bize de diğer elçilerle olduğu gibi muamele edilmeli ve her yerde cari olan uygulamaya başvurulmalıydı. Hitabımıza bir cevap verilmeliydi.
Bunun üzerine Paşa cevabı zaten duymuş olduğumuzu söyledi. Padişah, sulhu gönülden istemeyenlere karşı savaşacaktı. Ancak, kralımız can- ı gönülden sulh istiyor mu şüpheliydi. Yine de Padişah meydana çıkıp kendisi de beri gelip İspanya Kralı’nı arayacak ve görecekti. Krallığı olan Macaristan’da birini bulursa nasıl muamele edeceğini biliyordu. Zira hem sulh isteyip hem de başkasının mülküne tecavüz etmek birbiriyle uyuşmuyordu.
Padişahın krallığı kılıcıyla kazandığını pekâlâ biliyorduk. Ve dünyadaki bütün krallar bir araya gelse ve bir yargıya varmaya çalışsa krallığın ona ait olduğunu söylerlerdi. Ancak kralımız can- ı gönülden sulh istiyorsa ona göre davranacaktı.
Bu bizim için yeterli bir cevaptı: Krallar ve prensler birbirlerine kapalı zarflarla yazarlardı, efendiler böyle beklemeye alışıktı.
Paşa bize sık sık padişahın kralımızla bir işi olmadığını, ancak İspanya Kralı’nı kovaladığını söylemişti. Kendisinin hakiki düşmanı oydu ve dört yıl önce deniz üzerinden gelip büyük yaygara kopartmıştı. Türklere karşı sefere çıkmak istiyordu ama Türkler ona ne yapmıştı? [ s. 35 ]