Habsburg elçileri Nikolaus Jurisic ve Joseph von Lamberg'in 1530 tarihli İstanbul yolculuklarını anlattıkları nihai rapor. (4. sayfa)
Lâtince.
Turci in Hungariam aduentum palam et publice coram Slatibus et ordinibus regni Hungariae
atrocem ci iniuriam inferre et ignominiosa quaeque de ea predicare non cessauerit,
ob id maxime quod Maiestas Regia Cesari Turcarum ex Regno Hungariae tributum annuum
in oppressionem libertatum Hungariae quarum ipse Protector et Vindex esset
pendere seu dare promisisset, Sibique propterea mirum non videri si apud ipsum etiam
Ibraimum et alios ipse Scepusiensis non abstineat à maledictis cum ijs nullum fineni
faciat et vbique studeat iuribus et causç Maiestatis Regiae detrahere eamque inualidare,
Causam vero lobannis Habardanecz se sic habere. Quod Habardanecz per seductionem
Archiepiscopi Strigoniensis et vjtra saluumconductum sibi à lohanne Scepusiensi
traditum cap tus fuerit, et quod ista Scepusiensis non aha ratione adducat,
quam vt suam causam reddat honestiorem et rupti saluiconductus actum quodam velamine
vtcunque contegat et iustifîcet, cum verisimile sit ipsum Habardanecz captiuum ,
vel etiam si solus lohannem accesserit, eo maxime loci similibus vacare non potuisse,
Regem vero maioris esse probitatis et integritatis quam vt consimilia attentet aut hominibus
imponat.
Quantum autem ad Caesarem Pontifîcem et Regem Frantiae, Rem aliter se habere,
quam ei sit relatum, Nempe quod eo tempore Pontifex Caesaris inimicus Regem
Frantiç contra Maiestatem suam Cesaream adiuuerit, et ideo exercitum Cesareum fuisse
permotum, quo in eum vt hostem ierit et egerit, seque firmiter credere non nisi inuito
Cesare et maie contento actum, si quid irreuerentius aut illicite contra Ecclesiam
et reliquias admissum fuerit, ipsumque Ibraimum aliter esse informatum et plura referentibus
quibusdam accepisse, quam in re sit. Si quid autem istorum per vulgus indoctum
factum fuisset, Cesarem tam recti ius tique animi esse vt illa pro sua munifícentia
ac piotate et facultatibus triplo sit Ecclesiç compensaturus.
Quoad Regem Frantiç Recensuerunt ei qualiter obsessa per eum Ciuitate Papiensi
tam Cesarea quam Regia Maiestas suum exercitum in eliberationem Ciuitatis
contra Regem Frantiç miserint, ac item quamdiu illic exercitus ille manserit, eoque
(traicelo muro quodam) in Régis Frantiae Castra delato non ex abrupto aut derepente
Rex venerit in manus hostium, sed in pugna quae acriter vtrinque commissa est. Et
quod Caesar eum in vinculis suis constitutum Regaliter et honorifíce tractauerit, ac sub
conditionibus honestis emiserit. Quod autem Caesar duos Régis filios obsides vsquequo
Rex conditiones promissas adimpleret, apud se tenuerit, ex eo factum esse, quod licet
Rex Franti^ prius etiam similes aliquando conditiones acceptasset , eas tamen non adimpleuisset,
Cesarem hoc filiorum vadimonio magis assecuratum et certum esse voluisse,
Quod autem Caesar ab eodem Rege Frantiae pecunias nouissime receperit, id
ex pluribus causis actionibus et iuribus quae Maiestas sua Cesarea contra Regem ipsum
habebat fuisse factum, Credentes ipsum quoque Frantie Regem nihil in hoc grauari sed
bene contentum, vt tam parua re pacem tam honestam sit assecutus. Ibraim vero
omnia hec ridendo accipiens Respondit Se omnia haec bene scire. Contra quem Legatis
non conueniebat laiius in ijs replicare aut rem in vlteriorem disputationem adducere,
sed cum hac excusatione fmem fecerunt. Deinde Retulit idem Ibraim Legatis Se
[ s. 77] ayan beyan Macaristan Krallık Dieti ve Zümreleri mahzarında okutup [Ferdinand’ın itibarını] sürekli lekeler ve zedeler. Bunlardan en büyüğü ise Majesteleri Kral’ın Türk padişahına, Macaristan Krallığı için Hamisi ve Hakemi olduğu Macarların özgürlüğünü hiçe sayarak onları baskı altın tutmak için yıllık haraç ödemeyi vaat etmiş olmasıdır. Dolayısıyla [Kral Ferdinand], eğer Zapolya İbrahim ve sairleri nezdinde de aralıksız böyle konuşuyor ve her yerde Majesteleri Kral’ın hakkını ve davasını zan altında bırakıp kendisini lekeliyorsa hiç şaşırmayacaktır. Hoberdanecz’in Estergon Başpiskoposu’nu ayartması ve Yanoş Zapolya’dan aman mektubu olmadan yakalanmış olması hususuna gelince; Zapolya bunu kendi davasına haklılık kazandırmak için yapmıştır ve hatasını kapayıp haklı göstermek için de aman mektuplarını yırtmıştır. Farz- ı mahal Hoberdanecz esir olarak Yanoş’un huzuruna varmıştır diyelim. Şayet kendi isteğiyle varmışsa bile öyle şeyler yapmaya kesinlikle uğraşmamıştır, zira Kral [Ferdinand] böyle bir şeye teşebbüs edip insanlara bu tarz emirler verecek kadar aşağılık ve dürüstlükten bihaber değildir.
Kayzer’in Papa ve Fransa Kralı ile olan münasebetine gelince; olaylar kendisine anlatılandan daha farklı şekilde gerçekleşmişti. Zira o sıralarda Papa, Kayzer’in düşmanı olan Fransa Kralı’na Majesteleri Kayzer’e karşı olan mücadelesinde yardım etmekteydi. Bu yüzden Kayzer ona karşı sanki düşmana karşı yürürmüş gibi ordu kaldırmıştı. Şayet Kayzer Kilise’ye ve kutsallara karşı herhangi saygısızlıkta bulunduysa bunu hiç istemeden ve hoşnutsuzlukla yapmıştır. İbrahim [Paşa’ya] olan biten gerçekten daha farklı anlatılmış olsa gerektir. Şayet cahil avam tarafından böyle bir şey yapılmışsa da, Kayzer kalben dürüst ve adil olduğundan hayırhahlığını ve dindarlığını ortaya koyarak Kilise’ye telafisini üç misliyle yapacaktır.
Fransa Kralı hususuna gelince; kendisinin nasıl Pavia şehrini kuşatma altına aldığını, hem Kayzer’in hem de Majesteleri Kral [Ferdinand]’ın şehri Fransa Kralı’ndan kurtarmak için asker gönderdiğini anlattılar. Ordunun orada ne kadar kaldığını; (bir duvar geçilip) Fransa Kralı’nın tahkimatı yıkılarak, yani ansızın Kral’ın düşman eline geçmediğini, bilakis iki tarafın da çetin bir savaş verdiğini; sonrasında Kayzer’in Fransa Kralı’nı şerefle ve bir krala yakışır şekilde esir aldığını ve nihayetinde onurlu şartlar altında kendisini salıverdiğini açıkça ifade ettik. Kayzer’in Fransa Kralı’nın iki oğlunu ancak Kral’ın vaat ettiği şartları yerine getirene değin yanında rehin tuttuğunu; bunun nedeninin de Fransa Kralı’nın daha önce de benzer şartları kabul edip bunlara riayet etmemiş olması olduğunu; Kayzer’in bu çocukları dolayısıyla teminat olarak gördüğünü; Kayzer’in Fransa Kralı’ndan yakın zamanda para almış olmasının sebebinin muhtelif nedenler ve kaidelerden ötürü Kral’dan bunu tahsil etmeye hakkı bulunması olduğunu; ve Fransa Kralı’nın böyle ciddi bir sulhun bu kadar az şey karşılığında temin edilebilmesinden dolayı hiçbir şeyden şikayetçi olmayıp bilakis tatmin olduğunu düşündüklerini aktardılar.
İbrahim [Paşa] her şeyi gülümseyerek dinledi ve bunların hepsini [zaten] bildiğini söyledi. Buna mukabil elçilerin aynı şeyleri tekrarlamalarına ya da daha fazla tartışmaya girmelerine münasebet olmadığından paşanın affına sığınarak konuşmayı sona erdirdiler. Ardından İbrahim Paşa elçilere [ s. 77]