I. Ferdinand'ın İstanbul'a göndermiş olduğu elçi Hoberdanacz'ın 1528 tarihli nihai raporu. (Gevay, 4. sayfa)
I. Ferdinand'ın İstanbul'a göndermiş olduğu elçi Hoberdanacz'ın 1528 tarihli nihai raporu. (Gevay, Latince)
6
consuetudines vidimus sed inter ceteras preclariorem et nobiliorem vnam.
quesiuitlexi eis ibraimy-que nam hec esset iiesponderunu iimorem magnum
generaliter in omnibus lprouiuitijset dominijs cesari subditis. nam cum
ofiitialis aliquis vel minimus nominevcesaris quippiam.mandata Subditi
omnes illi absque vlla mora obtemperant et prestant omnia non aliter
quam si cesar ipse presens esseti ibraim. verum esta et si baculum paruum
misisseta identidem esset ac si cesar adesset. cui mox responderunt liuna
tij a Si itaque tantus timor est in prouintijs cesaris in eius etiam absentiaa
quomodo dicit dominatio vestra ter in exercitibus cesaris proclamatum
fuisse ne quis ciuitates lSudensem et pesthiensem accendat. cum nemo sine
mandato cesaris vel dominationis vestre maxime cesare presente ausus sit
illas accenderea atque eo magis quod tecta ciuitatum illarum non fuerint
straminea sed-lapidea nec una hora tam vastum incendium fieri potuerit
imo ne per xv fere dies euerti potuerinta quibus ibraim nihil plane respon
dit.l.Sed aliam orationem inducens dixit. omittamus hec. bene notum est
vobis quod vbicunque stat pes equi cesaris illa omnia sunt.cesaris. iie
sponderunt Mundi bonum hoc dei longe maximum esset quo cesarem
prosequeretun si omnem animi sui conceptum ad finem perducere posseta
propter quod pro deo terrestri icensendus esseta Audiuimus tamen neminem
adhuc omnem intentionem suam compleuisse aut complere. nisi cui datum
est a deo. quod nullus hominum hactenus facere potuit. quale est de ale
xandro Maigno qui licet toti iam propemodum dominaretur forbi multas
tamen insulas et loca obtinere non tpotuitav quo defectum quem humana
patitur fragilitas testatum relinquere-tg libens enim hanc perfectionem nulli
neque plus etiam alicui concedit quam vult letiquod mereturl ivec Monar
cham sicut cesarem vestrum sed plures Mundi principes constituit qui .re
gerent. ibraim intuitus iiabardanecz intulita iiirgo tu dicis budani non esse
cesaris P cui respondit iziabardanecz dicens a Aliud dicere nescio quam quod
iiex meus nunc iludam habet. cui ibraim. quare ergo iiex vester vos animo
contractandi pacem et amicitiammisita si-budamveti cetera tenet que cesar
sibisubiecit armis. iiesponderunt Mundi queicastra cesar ivi/etpotentia
occupavita iiex noster non obsedit aut sibi subdiditr Sedbudamw-et reli
qua castra ex manibus illius eripuit qui falso iure regioque diademateliu
dignus illis potiebaturiy et cum laudiret iiegem nostrumr appropinquare
aufugit illaque vacua velparumzprovisareliquit que postea rex noster-vna
cum aliis que ad eundem spectabant potenti manu sibi subegit. imperator
[6] bir tanesinin diğerlerinden daha yüce ve ala olduğunu gördük. İbrahim Onlara sordu, hangisiydi bu? Cevapladılar: Tüm eyaletlerde ve bütün tebası içinde yayılmış olan büyük korku. Zira herhangi bir görevliye İmparator adına bir emir verilse, hiç beklemeden yerine getirir ve adeta İmparator oradaymış gibi hareket eder. İbrahim: Doğrudur, ve her kime ufak da olsa bir asa yollasa, o kişi adeta İmparatormuş gibi olur. Buna hemen elçiler cevap verdi: Eğer İmparator yokluğunda bile bu kadar korku yayabiliyorsa 3 defa uyarılmasına rağmen ordu nasıl oldu da Budin ve Peşte’yi yakabildi? İbrahim sesini çıkarmadı. Ancak başka bir muhabbete geçti: Bunu geçiyoruz. İyi biliniz ki İmparator’un atının nalının değdiği her yer İmparator’a aittir. Elçiler cevap verdi: Tanrı her ne kadar İmparator’a büyük meziyetler bahşetmiş olsa da, şimdiye kadar, eğer Tanrı öyle buyurmuyorsa, bütün arzularını gerçekleştirmiş ya da gerçekleştiren kimseyi duymadık. İskender her ne kadar büyük bir fatih olsa da, pek çok yeri ve adayı fethedemedi. Tanrı bu kusursuzluğu ancak istediği ve hak eden kişilere verir. Sizin İmparatorunuz da dünyayı yöneten pek çok Prensten biridir. İbrahim gayr- ı ihtiyari Hoberdanecz’ döndü: Yani diyorsun ki Budin İmparator’a ait değildir? Buna Hoberdanecz şöyle diyerek mukabele etti: Şu anda bildiğim tek şey Budin’e benim kralımın hakim olduğudur. İbrahim: Madem öyle, madem Budin ve sair yerleri, hem İmparatorumuz kılıç gücüyle kendi tabi kılmışken, kendine ait görüyorken, neden Kralınız sizi dostluk ve barışa dair görüşmek için yolladı? Elçiler cevap verdi: İmparator’un cebren işgal ettiği kaleleri, Kralımız kuşatmadan kendine tabi kıldı. Ancak, Budin ve diğer Kaleleri, bu tacı taşımaya layık ve hak sahibi olmayan kişinin ellerinden [Yanos?] çekip çıkardı; ve bu kişi de Kralımızın yaklaştığını haber alınca kaçtı ve şehri boş ya da yetersiz tedarikle bıraktı ki, sonrasında kralımız diğerleri arkaların bakarak giderken bileğinin gücüyle kendi tab’iyetine soktu. İmparator[6]