I. Ferdinand'ın İstanbul'a göndermiş olduğu elçi Hoberdanacz'ın 1528 tarihli nihai raporu. (Gevay, 3. sayfa)
I. Ferdinand'ın İstanbul'a göndermiş olduğu elçi Hoberdanacz'ın 1528 tarihli nihai raporu. (Gevay, Latince)
tulentur ei quod deus dedisset illum maiestati sue regie propiorem vicinum
quam antea, Et- ideo se de regimine Hungarie ad presens nihil- implicare
velle cum rex et dominus eorum Hungarici partibusque eidem subiectis
per dei opti Max. clementiam plene nunc potiatur-et fruatun interrogauit
eos ibraim bassa, quonam iure potiretur rex illas cum cesar Turcarum
Bude fuerit eamque et potiorem Hungarie partem deuastauerit, sibique
armis et potentia subieceriu ilesPonderunt Muntij quod quando in con
spectu cesaris constituti fuerint et necesse et placitum sit intelligere a quo
iure rex vngaria pertinentijsque eiusdem potiatur, se dicturus vbi dubio
procul ipsum ibraim interfuturum existimabth quos ibraim interrogauit
hijs verbis. Scitis ne imperatorem Turcarum Bude fuisse? Responderunt.
Scimus, et quidem signa reliquit quibus adhuc cognosci potest eum illic
fuissea quippe cum totam eam ciuitatem et loca adiacentia exusserit et
dirui fecerit. interrogauit ibraim. castrum Budense- quomodo staret. iie
sponderunt integrum esse nihilquedamniraccepissm interrogauit-eos iterum
in hec verba. qui castrum ciuitatel destructa et exusta integrum et inco
lume vident quid dicunt- aut quam causam esse opinantur, quod hoc so
lum a calamitate et ruina seruatum fuerit ciuitas autem perierit. Respon
derunt. Audimus multos multa loquentem laudantes in vniversurm poten
tissimum cesarem et consiliarios suos qui licet in manu teneret Arcem et
ciuitatem Budensem arcemque similia modo quo ciuitatem aliaque oppida
et loca perdidit euertere et perdere posset inoluit tamen cum id digni
tate sua cesarea minime fore censeret cumque legaturi alios imperatores
et reges inter se pugnantes de populalis vndique prouintijs ciuitatibus et
arcibus imperio illorum subdits Sedi regie et nido pepercisse eaque nequa
quam subuertisse Sepius enim Reges amicitia coalescunt sæpenumero inter
se inimicitias agunt, sine tamen sedium regalium subuersione aut iactura.
Dixit ibraim. . non est hec causa sed quod cesar sibi soli seruaret arcem.
quam et nunc cum auxilio diuino-sibi servabit. Responderunt Nuntii quam
obrem igitur tam nobiles ciuitates Budensem et Pesthensem atque alias
euerti iussiti dum hec in animo haberet et cum ex solius arcis prouentibus
se nequeat sustinere. Ibraims commiserat imperator et ego idque trina
vice peri edictum publicumin exercitu proclamatum fuerat ne quis ciuitates
Budensem et pestbiensem succenderet, Sed in exercitu tam magno et nume
roso secus fieri non potuit omnem enim custodire et cohibere non erat pos
sibile. Responderunt Nuntii. cum in Turciam applicuissemus multas bonas
[5]ve artık kendisine öncekinden daha yakın bir komşu olduğu için tebrik etmeye yollanmışlardı; Macaristan Krallığı hakkında şimdilik hiçbir şey söylemek istemiyor ve Kralları ve Efendileri artık Macaristan’ın bir kısmını kendi tabi’yeti altında Tanrı’nın yüce gönüllülüğü sayesinde tutabilmekteydi. İbrahim Paşa onlara sordu: Türklerin İmparator’u Buda’ya varıp Macaristan’ın büyük bir kısmını silip süpürürken o kral nerede ve hangi hakla yönetiyordu? Elçiler cevap verdi: Kayzer’in huzurunda toplandıkları zaman Kralın hangi hakla yönettiğini anlamak lazım gelirdi, o zaman şüphesiz İbrahim’in farklı fikirde olduğunu söyleyeeklerini düşünüyorlardı. İbrahim şu sözlerle sordu: Türk İmparatoru’nun Budin’e girmiş olduğunu bilmez misiniz? Cevap verdiler: Biliriz, ve girmiş olduğuna dair birkaç iz de bırakmış, bütün etrafı yakıp yıkmıştır. İbrahim yine sordu: Budin Kalesi ne durumdadır? Cevapladılar: Sağlamdır, hiç zarar görmemiştir. Yine şu sözlerle onlara sordu: Şehri yıkık dökük ancak kaleyi sağ ve salim görenler ne diyorlar? Ya da şehir mahvolurken kalenin sağlam kalmasını hangi sebeplere bağlıyorlar? Cevapladılar: Ağzı olan konuşuyor, herkes Kayzer’i ve danışmanlarını övüyor, onlar sayesinde kale şehrin kaderinden kaçabildi diyor. . . . İbrahim konuştu: Sebep bu değildir, çünkü İmparator kaleyi sadece kendine saklamıştır, şimdi de ilahi yardımla kendisinin yapacaktır. Elçiler cevap verdi: O zaman madem böyle bir niyeti vardı, hangi sebeple Budin ve Peşte şehirlerini alt üst etti? İbrahim: Budin ve Peşte şehirlerinin yağmalanması 3 defa orduya yasaklanmıştı. Ancak, bu kadar büyük ve kalabalık bir orduya söz geçirmek mümkün olmadı, herkese göz kulak olup yasak koymak olası değildi. Elçiler cevap verdi: Her ne kadar Türkiye’de pek çok güzel adetle karşı karşıya kaldıysak da, [5]