Hieronymus Laski’nin ikinci İstanbul seyahatına dair günlüğünden kesitler.
Lâtince.
Sed dicit satis est inquit tibi, quod superasti maximam fortunam, et sufficit quod es iam extra periculum, quoniam fuisti in fundo maris. Respondi me esse in potestate Imperatoris. Dicit lonusbeeg. Essem bono animo, neque aliqua iam molestia afficiar, nisi quod non ita cito bine dimittar , nihil tarnen se magis timere, quam ne sub ista colera Imperatoris afferatur nouum de capta Buda, quia timeo ne esset grande iterum tibi periculum. [hic mihi dixit seuliman bassam suadere ut mihi nasus labia et nares absciderentur sed turcum noluisse quoniam essem bonus et fìdelis seruitor illius cui seruirem, iurabatque ionusbeek si quispiam alius .uenisset, ita deformatus fuisset remissus, eratque nobis longus ad inuicem sermo.] Die Nono Accurrit ex Buda nunctius , quidam Marco nomine. Dicens Maiestatem Regiam uenisse Posonium , et misisse exercitum sub Budam , se nero esse a Monacho, et Valentino Thewrek, ac Petrowyth missum ad Imperatorem, cum hoc nono, et quomodo isti tres sunt Budae habentes 6000. electorum militum, habentes uictualia etiam ad decem annos, et munitiones suiEcientes, ncque curare de aduentu hostium, Quoniam sint eo ordine instructi in Buda, ut hostis nihil eis nocere possit: Hoc saltem rogare, ut naualis exercitus Turcarum in Pesth ueniat. Quod nouum quum esset Imperatori dictum, statim decreuit, Andrinopolim profìcisci, et iussit ut Barbarossa ad Marcium exeat, lussit etiam ut uiginti quinqué Galeas, hinc per pontum ad Danubium, et deinde Danubio uersus Semendriam eant. Eodem Bassas mutarunt unum meum custodem, et dederunt alium, qui mihi nomine eorum iussit ut colligerem res meas, ducturum enim me in alium locum, Prohibuitque ut Kerdey, et Tmcis qui me ex Belgrado huc deduxerunt, ne quispiam audeat mecum loqui. Ego autem dixi tarde esse, ncque me posse hodie hinc egredi, eras tamen iturum, si aliter esse non poterit, Moxque misi ad Ludffi Bassam Rerdei cum falconibus et rogaui ne me tanta ignominia aiFiciat, neue me ex hoc loco educi permittat: rogauique ut cum ipso loqui possem , quoniam haberem magna et grata , cum ilio tractare. lussit itaque Bassa manerem in eodem hospitio , usque quo cum ilio loquerer. Et iussit ad se Tercio die uenire. Decimo Die Nemo ad me permissus est, mansi itaque domi solus.
[Yunus Bey'in konuşması devam ediyor] Ancak, çok talihlisin; denizin dibine boylamaktansa burada başın tehlike altına girmeden oturman senin için yeterli olsun.
CEvap verdim: "Padişah'ın bana dair iradesi neyse o olsun!"
Yunus Beğ iyi niyetli olduğunu ve kimseyi rahatsız etmeyeceğini söyledi, tabi eğer buradan hızlıca giderse Zaten şimdi dahi sinirli olan Padişah'a bir de Budin'in düşüşüne dair haber getirilmediği sürece daha korkacak bir şey olmadığını söyledi; o durumda ise büyük tehdit altından olduğumdan korktuğunu belirtti. [Ayrıca bana çıtlattı ki, Süleyman Paşa burnumun ve dudaklarımın kesilmesini tavsite etmişti, ancak Padişah bu fikri reddetmiş, hizmet ettiğim kişiye karşı iyi ve sadık bir hizmetkar olduğumu söylemişti. Yunus Beğ de yemin etti ki eğer ben değil de başka biri gelmiş olsaydı, böyle kesilmiş bir şekilde geri yollanacağını söyledi, ve sonrasında sırasıyla uzun uzun konuştuk.]
[9 Kasım]
Budin'den Marco isminde elçi gelip, Majesteleri KRal [Ferdinand'ın] Pojun'a geldiğini ve orduyu Budin'e yolladığını söyledi. Elçiyi Peder [György Martinuzzi] , Balint Török ve Peter Petrovics buraya yollamışlardı ve üçü de Budin'de 6000 seçkin askerle 10 yıl yetecek kadar erzak ve yeterli mühimmatla bekliyorlar, düşmanın ilerleyişinden kormuyorlardı. Zirar düşmanın kendilerine zarar veremeyecek seviyede oldığuna dair duyum almışlardı: Sadece Türk donanmasının Peşte'te gelmesini rica ediyorlardı. Bu haber Padişah'a verildiğinde derhal Edirne'ye hareket etme kararı aldı ve Barbaros'a yelken açmasını emretti. Ayrıca, 25 kadırga buradan Karadeniz' üzerinden Tuna'ya, sonra da Tuna üzerinden Semendire'ye gidecekti.
Bugün paşalar nezaretçilerimden birini değiştirdiler ve yeni gelen başka bir yere taşınmak üzere eşyalarımı toplattı. Kerdey ve beni Belgrad'dan buraya getirmiş olan Türkler'in benimle konuşmaya cesaret etmesini yasakladı. Geç olduğunu ve bugün burayı terk edemeyeceğimi söyledim ve başka türlü olması mümkün olmazsa yarın gideceğimi söyledim. Ardından hemen Kerdei'yi şahinlerimle Lütfü Paşa'ya yolladım ve bana böyle bir rezaletin yapılıp evden çıkarılmama izin verilmemesini istedim. Ayrıca, kendisiyle konuşabilmeyi rica ettim, zira konuşacak önemli şeyler vardı. Paşa aynı konakta kendisi benimle konuşana kadar kalmamı buyurdu. Ayrıca, 3 gün sonra kendisine gitmemi istedi.
[10 Kasım]
Kimse yanıma sokulmadı ve tek başıma evde oturdum.