Habsburg elçisi Cornelius Duplicius Schepper'in 1534 tarihli nihai raporu / sefaretname (9. sayfa).
Latince
formatum. A paucis autem diebus cepisse optime de ea sentire: et plurima intellexisse quae prius aliter se habere crediderat. Hinc sicubi possit: libenter ipsius Maiestati adfuturum. Et subiunxit iterum. Si Deus daret Christianis pacem: vel saltem si se inuicem non impedirent: ego aliquid possem. Verum est me istis seruire : sed non ita haberem pro ingrato si subinde aliquid ipsis sinistri accideret. Ego inquit admonui vt littora Marchiae custodirentur Non quidem contra Barbarossam, sed propter aliorum excursiones. Barbarossam enim non eò concessurum esse sed alio profecturum, innuens ad regem Francorum. Et dixit Caesarem Thurcarum dimittere ad custodiam harum prouinciarum quattuor decim sansachos cum copiis suis Alios autem secum abducturum.
Et ad res Serenissimi Regis Ferdinandi conuersus. De illis inquit nunc loqui non est opus quia ego illuc veniam et eas in Hungaria componam. Ipse Ioannes Rex inquit débet mihi magis quam trecenta milia ducatorum quae ego ipsi dedi mutuo de meo. Sed de iis alias copiose. Nunc autem solum superest vt videamus an istum Barbarossam continere possimus ne exeat. Ego inquit cum Bassis loquar copiosius. Tametsi multa versaui vt impediretur eius profectio. Allegaui enim Carolum Caesarem armare posse octuagintá trirèmes preter magnum numerum nauium onerariarum. Vénetos autem armare quinquaginta trirèmes. Quae iunctae facile possent et pares esse classi Barbarossae et superiores etiam. Allegaui preterea inquit imperitiam remigum Thurcarum, tempestates, morbos et alia quae superuenire possunt. Quod si tecum inquit aliquis Turca loquatur de classe Caroli Caesaris, die de eodem numero octuagintá triremium. Et reliqua curae meae permitte. De omnibus quae egero te reddam certiorem. Et hoc modo recessit à Cornelio.
X° Die Maii scripsit Cornelius ad Caesarem et ad regem Ferdinandum et
ad reginam Mariam Misitque literas ad D. Aloisium. Quae an sint transmissae et an saluae peruenerint: omnino ignorât. Ipse autem adhuc tenebatur clausus. Ñeque ad ipsum quisquam intromittebatur. Et adhuc aegrotauit Aiaz Bassa.
XVI Maii. Venit ad Cornelium lonusbeg Interpres portae missus ab Aiaz Bassa nunciatum Cornelio: qualiter postridie iturus esset ad deosculandum manum Caesaris Thurcarum. Ideoque ad id se appararet. Reddidit etiam literas quas dederat Cornelius ipsi Aiaz Bassae, quasque ipse traduci fecerat, in linguamTurcicam, dicens morisesse vt ipsi Caesari literae presententur ab oratore cum primum ipsum adit. Et quesiuit. Vbi inquit manet Hieronymus de Zara qui scribitur in literis Ferdinandi regis ipsius nomine mitti, cum tu inquit habeas mandatum et literas à Carolo Cuius nomine hic es. Respondit
[ s. 37 ] menfi bir intibaa kapılmıştı. Ancak son birkaç gündür hakkında daha hayırlı düşünmeye başlamıştı. Önceden düşündüğü pek çok şeyin farklı olduğunu öğrenmişti. Artık mümkün olursa seve seve Majestelerinin yanına gidecekti. Sonra da ekledi: Şayet Tanrı Hıristiyanlara sulh bahşeder ya da en azından Hıristiyanlar birbirlerine mani olmazlarsa bir şeyler başarabilirim. Hıristiyanlara hizmet ettiğim hakikattir. Her daim Hıristiyanlardan bir uğursuzluk başıma gelse de nankörlük etmem. Marche [Marchia] sahillerinin kollanmasını tembihledim. Ancak sahiller Barbaros’a değil, başkalarının akınlarına karşı korunmalıdır. Çünkü Barbaros’a oraya değil, Fransa Kralı ima edilerek başka yere yelken açması izin verilmiştir. Padişah bu eyaletlerin korunması için adamlarıyla beraber on dört sancakbeyi görevlendirmiş, geri kalanları kendisiyle götürecektir.
Ferdinand Kral Hazretleri’nin maslahatına geçti: Bunlarla ilgili şimdi konuşmuyorum, zira lüzumu yoktur. Çünkü oraya geleceğim ve bu işleri Macaristan’da görüşeceğim. Yanoş Kral bana üç yüz bin dukadan fazla borçludur. Ancak bu mevzuları bilahare genişçe konuşuruz. Şimdiye geriye Barbaros’un gidişini engelleyip engelleyemeyeceğimizi görmek kalıyor. Paşalarla daha ayrıntılı bir konuşayım. Gerçi sefere çıkmaması için zaten çokça dil döktüm. Kayzer Kral’ın pek çok yük gemisi haricinde seksen kadırga [triremes] dahi donatabileceğini bile iddia ettim. Venediklilerin de elli kadırga hazırlayabileceğini söyledim. Bunların ikisi birleşince suhuletle Barbaros’un donanmasına denk, hatta ondan sayıca üstün oluyorlardı. Ayrıca Türk denizcilerinin fırtınalara, hastalıklara ve sair felakete karşı tecrübesiz olduğunu da öne sürdüm. Şayet bir Türk seninle Kayzer Karl’ın donanması hakkında konuşacak olursa, sen de ona 80 kadırgası olduğunu söyle. Gerisini bana bırak. Yapacağım her şeyden seni de haberdar edeceğim. Böylece Cornelius Alvsie’den ayrıldı.
10 Mayıs günü Cornelius Kayzer’e, Kral Ferdinand’a ve Kraliçe Maria’ya yazdı; mektupları Alvise Efendi’ye yolladı. Mektuplar yollandı mı ya da ulaştı mı, kesinlikle bilmiyordu. Kendisi hala kapalı tutuluyor ve yanına kimse sokulmuyordu. Ayas Paşa da hala hastaydı.
16 Mayıs. Ayas Paşa tarafından yollanan divan tercümanı Yunus Beğ gelip Cornelius’u çağırdı: Ertesi gün yüce padişahın elini öpmeye gidecekti. Bu yüzden kendini hazırlamalıydı. Cornelius’un Ayas Paşa’ya vermiş olduğu mektupları da iade etti. Ayas Paşa bunları Türkçeye çevirtmişti ve Yunus Beğ’in dediğine göre ilk defa huzuruna gidildiğinde mektupların elçiler tarafından padişaha sunulması mutad idi. Sonra da sordu: “Sen Kayzer Karl adına buraya yollanıp kendisinden ferman ve mektup getirdiğini söylersin de, ya mektuplarda Ferdinand Kral adına yollanıyor olduğu yazılan Hieronymus de Zara nerede kaldı?” Cornelius [ s. 37 ]