Habsburg elçisi Cornelius Duplicius Schepper'in 1534 tarihli nihai raporu / sefaretname (6. sayfa).
Latince
34
si adfuisset hic Imbrahimus Bassa. Fui tarnen apud eum nudius tertius, et tunc mihi iussit vt ad te venirem , intelligeremque summam commissionis tuae. Fui et apud Aiazbassam : qui mihi omnia recensuit quae illi dixeras. Et imprimis de Corone dimissa. Quam vellem adhuc esse in manibus Christianorum. Male
Barbarossa, cuim me habet quod iste pyrata Barbarossa qui non assueuit à teneris nisi pyraticae : egreditur cum tanta classe. Ego comitatus sum Imbrahimum Bassam dum hinc recederet: et in itinere intelleximus ipsum Barbarossam appulisse Constantinopolim. Tunc inter nos conuenit vt aliquanta classis illi daretur: sed sic: vt in eam solus non haberet potestatem: sed adhiberentur illi aliquot Sansachi: qui ipsi quodammodo imperarent, et reuocari possent pro
nutu et libito. Ita tunc conclusum fuit. Postea autem nescio quid intercessit quod isti soli data sit plenaria potestas.
Soleo cum isiis Bassis loqui, et dicere eis: Qualiter legissem dum puer essem quod tempore Rhomanorum adeo increuerat pyratica vt ad eam tollendam opus fuerit mittere primarium vrbis Rhomae virum Pompeium. Itaque fieri posse vt et nunc quoque inualescat pyratica hoc homine habente tam magnas vires, intantum vt ipsis Thurcis possit et terrori esse et periculo. Quibus verbis meis fuit principio condescensum , postea autem visum est Thurcis aliter. Et iterum subiunxit. Se non tantum curaturum si alius quispiam cum illa classe mitteretur. Confìdentissime se cum Cornelio loqui. Respondit Cornelius sibi quoque iussum esse confìdentissime cum ipso agere.
Subiunxit Dominus Aloysius Se eum esse qui libentissime videret tranquillitatem et vnionem inter Christianos. Hocenim modo inconuenientia multa vitari posse quae imminent. Et quesiuit. Quid est inter vos quod non potestis conuenire cum rege Franciae? Respondit Cornelius. Inter Cesarem Karolum et regem Franciae optimam esse pacem Neque vlla alia esse indicia nisi amoris et fraternitatis.
Addidit. Quid autem si hic Barbarossa se illi cum tota classe coniungat ? Respondit Cornelius. Quamquam anno superiore Imbrahimus Bassa ipsi dixisset, iussum esse Barbarossam ita obsequi regi Francorum, atque ipsimet CaesariThurcarum, Carolum tamen Caesarem id non credere de Christianissimo rege et fratre suo : et Cornelio id ipsius Maiestati referenti , nullam fìdem adhibuisse.
Ad hoc Aloysius. Ego tibi dico. Nudius tertius huc venisse quem dam Sawss ex Imbrahimo Bassa qui ipsius literas attulit ad magnum Caesarem ın quibus haud dubie continetur quid cum ipso tractauerit orator regis Franco-
[ s. 34 ] İbrahim Paşa burada olsaydı pekâlâ gidebilirdim. Dünden önceki gün yanındaydım; sana gelmemi ve maslahatının ne olduğunu öğrenmemi emretti. Ayas Paşa’nın da yanına gittim: Kendisine söylemiş olduğun her şeyi bana anlattı; özellikle de Koron’un bırakılmasından bahsetti. Koron’un şimdiye değin hep Hıristiyanlar elinde kalmasını istedim. Ancak şu korsan Barbaros, ki çocukluğundan beri korsanlıktan başka bir şey yapmamıştır, canımı sıkmaktadır. Büyük bir donanmayla çıkmıştır. Buradan giderken İbrahim Paşa’ya yoldaşlık ettim: Yolda giderken Barbaros’un Kostantiniyye’de kıyıya çıktığını duyduk. Ardından karar verildi ki birkaç parça donanma kendisine verilsin. Ancak tek başına bunlara hâkim olmasın: Kendisine birkaç sancakbeyi eklensin. Bunlar bir şekilde komuta yetkisine sahip olsunlar ve istenildiği zaman geri çağrılabilsinler. Varılan karar böyleydi. Ardından ne oldu da kendisine salahiyet- i mutlaka verildi bilmiyorum.
Şu paşalarla hep konuşup onlara şunu derim: Küçükken bir yerlerde okumuştu ki Romalıların zamanında korsanlık o derece yayılmıştı ki başa çıkabilmek için Roma şehrinin bir numaralı ismi olan Pompeius’u yollamak gerekmişti. Şimdi de durum bunu gösteriyordu ki şayet bu adam [Barbaros] bu kadar kuvvete sahip olursa aynı şey tekrar yaşanabilir, Türklere dahi dehşet ve korku saçabilirdi. Benim bu sözlerime Türkler başta bozuldular, ancak daha sonra fikirleri değişti.” Ardından tekrar konuştu: Eğer daha başka birileri de donanmayla birlikte yollanacak mıydı, pek umursamıyordu. Cornelius’a mahremiyetlerine güvenerek bunları söylüyordu. Cornelius da cevaben kendisine de [Alvise’yle] muamelatının mahrem kalması emredildiğini söyledi.
Alvise Efendi Hıristiyanlar arasında huzur ve birlik görmeyi gerçekten çok istediğini ifade etti. Böylece yaklaşmakta olan pek çok sıkıntıdan kurtulmak mümkün olabilirdi. Ardından sordu: “Ne sıkıntınız vardı ki Fransa Kralı’yla anlaşamazsınız?” Cornelius cevapladı: “Kayzer Karl ve Fransa Kralı arasında pek hayırlı bir sulh sürmekte, sevgi ve kardeşlik nişanelerinden başka bir şey görülmemektedir”.
[Alvise] ekledi: “Peki ya şu Barbaros tüm donanmasıyla gidip ona katılırsa?” Cornelius yanıtladı: Her ne kadar önceki sene İbrahim Paşa kendisine, Barbaros’a tıpkı padişaha eder gibi Fransa Kralı’na itaat etmesi emredildiğini söylemiş olsa da, Kayzer Karl kardeşliği ve pek Hıristiyan bir kral [olan I. François’nın] bunu yapacağına inanmamıştı. Cornelius bunu majestelerine söylerken hiç mi hiç itimat etmemişti.
Bunun üzerine Alvsie: “Sana şunu diyim: Dünden önceki gün buraya İbrahim Paşa’dan yüce padişaha mektup taşıyan bir çavuş geldi. Muhteviyatında şüphesiz Fransa Kralının elçisinin kendisiyle müzakere ettiğini [s. 34 ]