Habsburg elçileri Hieronymus de Zara ve Cornelius Duplicius Schepper'in 1533 tarihli nihai raporu / sefaretname. (42. sayfa)
Lâtince.
Ad liaec Aloysius paulo commotus, Quomodo inquît, nihil est decidendum? Quam actionem habetis ad ea bona? non opus esse actione.
Respondit Cornelius, Nescire se quiddiceret de Actione, Nam Actionis vocem non se Cornelium vsurpasse, sed Aloysium, postposito autem respectu omni actionis, pretendere nos Donationem Coesaris beri factam, quam si nunc declarare re et effectu uellet, bene quidem : sin minus, sat esse se admonuisse eum desuper.
Ad hos sermones Imbrahimus Bassa se conuertens, cum videret, vtcunque commotum Aloysium, Cornelium inspiciens. Tu inquit non habes commissionem haec dicendi, Sui dicit quod impetrastis et cauete ne frangatis et immutetis omnia.
Respondit Cornelius, Non ea se petijsse, vt in aliquo detrectaret pacem factam, sed vt posset bonum Nuntium adferre ad Reginam Mariam, ad cuius Maiestatem esset iturus , Ncque verba sua in aliam partem capienda , neque quicquam contra pacem locutum esse.
Tunc Imbrahimus subridens, iste inquit semper cadit in vngues suos et bene intelligo, quid uelit dicere, quando dicit se iturum ad Reginam Mariam, Et ostenso Aloysio Gryti, Iste inquit faciet omnia.
Et conuersus ad Hieronymum de Zara Imbrahimus Bassa, cum quo interim, dum Cornelius cum Aloysio locutus esset, sermonem habuerat Lingua Sclauonica, iussit vt diceret Cornelio.
Se Imbrahimum verba sua obseruaturum, de quo non deceret Oratores Regios dubitare aliquo modo. Et Aloysium Oriti ea facturum, quae ipse Imbrahimus illi inssisset et non aliter.
His ita transactis surrexere Oratores in pedes, et valedixere Imbrahimo Bassae, qui iussit, vt fratrem suum Ferdinandum Regem salutarent suo no- mine et ei dicerent. Si qua in re ipsi opus esset, statim scriberet ad se ipsum Imbrahimum, et eum confestim expediturum omnia, Interteneret Amicitiam cum magno Caesare, ipsumque fréquenter salutaret Literis et offitijs. Hoc modo optime rebus suis prospecturum.
Ipseque Bassa, etiam surgens in pedes, dixit se literas eas, quae essent ab Oratoribus Regijs portandae, confici curaturum, Et postra eas ad ipsos Oratores missurum. Et ea quae ab ipso semper dieta essent, omnino obser- uaturum, de quo non deberent Oratores Regij aliquo modo dubitare, Et hoc pacto Oratoribus ipsis ualedixit.
Ab hoc tempore expectauere Oratores Regij literas eas, scripsereque ad
Bunun üzerine Alvise biraz hareketlendi: “Nasıl yoktur? Bu mülklere dair nasıl bir yasal hakkınız [actio] var?”
Cornelius cevap olarak yasal hak mevzuu ile ilgili ne diyeceğini bilmediğini; zaten bu tabiri kendisinin değil, Alvise’nin gündeme getirdiğini söyledi. Ayrıca, yasal haklar bir kenara bırakılacak olursa da zaten Padişah önceki gün yaptığı bağışı şimdi geçerli kılabilirdi: ancak bu mümkün değilse kendisine bunu ikaz etmesi yeterli olacaktı.
Bu laflar üzerine İbrahim Paşa döndü ve Alvise’nin hareketlendiğini görünce Cornelius’a bakarak “böyle bir şey demeye yetkin yoktur” dedi. “Taleplerin yeterlidir; dikkat et de her şeyi mahv ve harab etmeyesin!”
Cornelius, hiçbir şekilde sulhu ihlal edecek bir şey talep etmediğini, ancak yanına varacağı Kraliçe Maria’ya hayırlı bir haber ulaştırmak istediğini söyledi. Ne kelamı farklı bir şekilde yorumlanmalıydı, ne de sulha mugayir laf etmişti.
Ardından İbrahim gülümseyerek “o da her zaman patileri üstüne düşüyor” dedi. “Kraliçe Maria’ya gidecek olmasıyla ne demek istediğini anlıyorum.” Alvise Gritti’yi gösterip “O her şeyi halledecektir” dedi.
Ardından İbrahim Paşa Hieronymus de Zara’ya yönelerek Isklavon dilinde konuştu ki, aynı sırada Cornelius da Alvise’yle konuşuyordu. Paşa Cornelius’a şunların denmesini buyurdu:
İbrahim Paşa sözünün tutulacağını söyledi ve Kraliyet elçilerinin hiçbir şeyden şüphe etmesine gerek olmadığını belirtti. Ve Alvise Gritti de İbrahim kendisine ne emretmişse onu yapacaktı; başka bir şey değil.
Bunlar görüşüldükten sonra elçiler ayağa kalktı ve İbrahim Paşa'ya veda ettiler. O da kardeşi Kral Ferdinand'ı kendi adına selamlamalarını ve ona şunu iletmelerini buyurdu: Eğer bir şeye ihtiyaç olursa, İbrahim'in kendisine yazsın ve böylece derhal istediği her şey kendisine yollansın. Padişahla dostluk üzre olsun ve kendisine sık sık selam ve mektup göndersin. Böylece maslahatına en güzel şekilde bakılacaktır.”
Sonra Paşa ayağa kalkarak, kraliyet elçilerinin götüreceği mektupların hazırlanmasına uğraşacağını söyledi. Ardından mektupları elçilere yollatacak ve ağzından çıkmış olan sözlere de tümüyle riayet edecekti. Bu hususta kraliyet elçilerinin en ufak bir şüphesi olmamalıydı. Bu sözlerden sonra elçilere veda etti.
Bu andan itibaren elçiler mektupları beklemeye başladılar ve [ s. 44 ]