Habsburg elçileri Hieronymus de Zara ve Cornelius Duplicius Schepper'in 1533 tarihli nihai raporu / sefaretname. (30. sayfa)
Latince
magnam, quin sit adhuc longe maior, Se posse omnes res componere, Se pacem habere in pectore, eam posse dare aut negare, faceré aut infìcere cum Caesare Carolo, cum alijs omnibus Christianis Principibus et Potentatibus.
Nunquam tantum dissidi] fuisse in Christianitate , Pontifìcem post Gesaris recessum consensisse in Diuortium Regis Anglicae, itaque iam illud factum esse , Ipsum Pontifìcem indignari, quod Cœsar noluerit Nepotem ipsius creare in Regem Tuschicae. Quominus autem id fecerit Cesar, in causa fuisse Venetos Ducem Ferrariae et alios. Pontifìcem et Regem Franciae conuenturos, Ipsum Regem Franciç nelle habere Genuam, et habiturum.
Se Aloysium mittere nunc fratrem suum Georgium cum quatuor Triremibus et una Galeotta ad Heyradinum, hoc est ad Barbarossam , Qui Georgius sit postea iturus ad Regem Franciae, et forte etiam ad Carolum Caesarem pro componendis discordijs, Nam melius esse, quod ibi sit homo intelligens et Christianus, quam Turcus aliquis, qui harum rerum omnino esset imperitus.
Ipsum Regem Franciae misisse ad magnum Cœsarem, et scire uelle, quid sibi sperandum sit de Heyradino sine Barbarossa et Nauibus ipsius.
Haec se nobis amice dicere, inquit, audituris eadem ab Imbraymo Bassa, Sed quge nobis dixisset, illa secreta esse uelle.
Quantum autem ad negotia Serenissimi Regis Ferdinand! attineret, se eadem bene curaturum. Vnum autem se petere, quod Regi signifìcemus, id autem quid sit, se postea dicturum. Recepere autem Oratores Regij, se id libentissime facturos , et multa illi de virtutibus Serenissimi Regis inculcauerunt, si se amicum praestaret Regiae ipsius Maiestati, futuram ipsam erga illum gratissimam, Respondit se nihil uelle, nisi illud tantum.
Subiunxit se sperare bonam pacem fore, posse etiam nunc Inducias fìeri. Ad quod Cornelius, non esse opus Inducijs cum Cçsare Carolo, nisi spe pacis subsequende, de qua impraesentiarum fecisset Oratores desperare attentis prœdictis. Ea vox ipsum perculit, crediditque Oratores aliquid scire de sub- sidio inferendo in Coronem, Nam prius dixerat ipsis tres ñaues onerarias Hispanorum in Zazyntho Insula fuisse, casque à Yenetis abire iussas, non potuisse intrare Coronem ob classem Turcarum.
Hoc modo solutum est colloquium, ostenditque , quantum potuimus comprçhendere, se ualde studiosum esse Maiestatis Regiae, Deduxit Oratores per totam domum suam, vnde tota Constantinopolis uideri potest, Obtulit Berganlinum suum Oratoribus Regijs ad uidenda Castra quae sunt in faucibus Ponthi Euxini. Hoc etiam die cum inter loquendum de Iure Regni Hungariae
[ s. 32 ] açıklayamasa da, hiç olmadığı kadar fazlaydı. Her şeye müdahil olabiliyordu; sulha karar vermek elindeydi- kabul ya da reddedebilirdi. Kayzer Karl’la ya da sair cümle Hıristiyan hükümdar ya da ekabirle tesis barış yapabilir ya da yapılmışsa bozabilirdi.
Hıristiyan âlemi şimdiye kadar hiç bu kadar münakaşa görmemişti. Kayzer’in geri çekilmesinden sonra Papa İngiltere Kralı’nın boşanmasını tasdiklemişti ve kral boşanmıştı. Papa, yeğenini Toskana Kralı yapmayı Kayzer’in reddetmesine çok içerlemişti. Bunun müsebbibi de Venedikliler, Ferrara Dükü ve diğerleriydi. Papa ve Fransa Kralı bir araya geleceklerdi; zira Fransa Kralı Cenova’yı istiyordu ve alacaktı da.
Alvise kardeşi Giorgio’yu dört kadırga [triremibus] ve bir kalyatayla Hayrettin’e (yani Barbaros’a) yolluyordu. Giorgio ardından Fransa Kralı’na gidecek ve belki de anlaşmazlıkları görüşmek için Kayzer Karl’ın da yanına varacaktı. Zira aklı başında bir Hıristiyanın oraya gitmesi, bu işlerde tümüyle tecrübesiz bir Türk’ün gitmesinden daha iyiydi.
Fransa Kralı bizzat padişaha adam yollamış ve Hayrettin’le (Barbaros’la) gemilerinden ne haber olduğunu öğrenmek istemişti.
Bunları İbrahim Paşa’dan duymuştu ve bize dostane söylüyordu; ancak aramızda sır olarak kalmasını istediğini söylemişti.
Kral Ferdinand Hazretlerinin maslahatıyla ilgili olarak, bunun üzerine layıkıyla eğilecekti. Yalnızca bir şeyi krala inha etmemizi bizden istiyordu ki, bunun ne olduğunu daha sonra söyleyecekti. Krallık elçileri de bunu seve seve yapacaklarını, [Alvise’nin] meziyetlerinden çokça Kral Hazretlerine bahsedeceklerini ve şayet Majesteleri Kral’a dostluk arz etmek isterse memnuniyetle kabul edileceğini söylediler. Gritti bundan başka bir şey istemediğini söyledi.
Ayrıca, hayırlı bir sulh tesis edileceğini umuyordu ve şimdi dahi ateşkes yapılabilirdi. Buna cevaben Cornelius, eğer akabinde sulh arzulamaya mahal yoksa Kayzer Karl’la ateşkese gerek olmadığını söyledi; önceden söylenmiş olanlardan ötürü elçiler bu hususta umutsuzlardı. Bu söze [Alvise] bozuldu ve Koron’a gönderilecek yardımla ilgili elçilerin bir şey bildiğini düşündü. Zira daha önce kendilerine üç İspanyol yük gemisinin [naves] Zaklisa/ Zakinto’da olduğunu ve Venedikliler tarafından gitmeleri emredildiğini söylemişti. Gemiler Osmanlı donanması yüzünden Koron’a girememişti.
Bu şekilde görüşme sona erdi ve Gritti anladığımız kadarıyla Majesteleri Kral’a kendini adamış olduğunu göstermeye çalıştı. Elçilere şahsen evi gezdirip manzarası bütün İstanbul’u ayaklarının altına alan bir noktaya getirdi. Ardından Boğaz’ın Karadeniz girişindeki kalelerini görebilsinler diye kendi pergendesini kraliyet elçilerine tahsis etti. Aynı gün laf arasında Macaristan tahtına hak iddiası [ s. 32 ]