Habsburg elçileri Leonard von Nogarola ve Joseph von Lamberg'in 1532 tarihli nihai raporu / sefaretname. (10. sayfa)
Almanca
36
hat Er doch selbst der Cristenhait vil mer vbels gethan dan der Turk dan er har rom zerstört den obristen Eurs glaubens gefangen vnd vil Neit vm gelr vnd das Ier betrogen das tuet vnser kaiser nik der doch ein andern glaubn hat als dy tristen Er hat hungerland Erobert tugentlich vnd redlich vnd da er gehört das sich dy hungern des beschwert vnd besorg er wurde fy vberziehen darum er In Einen Cristen zw Einen kunig gesezt damit das man sehe das er Ein gerechter kaiser sey vnd das er aus tugent vnd nit aus not krieg aber der kunig aus yspania der handlr vil anderst warum ist Einer Ein kunig dan das er sein worr hclt Er ist mir einem geschrey heraus komen das er wider dy tuckn wcl vnd vil besamblung gemacht kein mcnsch beschleust nichy mit Im cs ist Imc von wegen seiner arglist niembt hold sieht Eur her vnd Er sein zwen brueder noch vernemen wir das sy nit recht hold einander seien Es ist nit von noten das er sein kaiser haim suech er wirr hinaus zw I"> komen wan er Nur sein wort dan sein kaiser sey der mainung von kanstantinopel aus zogen hat das volkh darum zusamen pracht zeucht durch sein land fridlich tuet Niembt kein schaden vnd furcht Nur den kunig von yspania findet In sein kaiser so wirr geschehen was got wil find er In aber nir so hat sein kaiser des wenig nachtail dan er zeucht in seinem land vnd sein folk gestet In nichy er hcly albeg mag das an anigen kosten zam pringen wan er wil ob ecs gleich viermal im Iar tuet mag an sondern kosten beschehen
Auf solichs alles haben wier gcanrbort wie wol wir auf all sein anzeigen vil züuerantborten hetcn so wolt sich doch nir gezimen vns auch gar nit gelegen vnser Handlung vor fromden leuten dy wir nit kenen vnd die darzuc nit gehorn mit Im zühandln dan wier sehen fromd leur dy wir nit kenen wo wier aber sonder audicny hcten wie sich potschaften gepurt vnd wir vns versehen hcten so wollen wir vnser noturfr auch anzeigen Darauf der wascha gesagt ob es von noren sey so mag soliches wol beschehen vnd wan wir dem kaiser dy hant kust vnd den abschid genomen so mugen wir zw Im in sein zelten komen Das habn wir bcgert zübeschehen
Darnach har er vns gefrag ob wir dise franzosis potschaft nit kenen vnd wie wol wir gany für gewiss geacht das cs der Rankon sey so haben wir vns doch nach gelegenhair der zeit des nichy merkn lassen sonder gesagt wir kenten in nit Darauf er selbst auch gesagt er denk nit das er vnser ein gesehen her nach solichem der wascha gesagt es sey des kunig von frankrcich porschaft der Hab In von alter frcuntschaft wegen zw seinem kaiser geschikt vnd nachdem er verno- mcn das sein kaiser auf sey last er In bitcn von alter frcuntschaft wegen er welle
[ s. 36 ] Hatta kendisi Hıristiyan alemine Türklerden daha çok kötülük yapmıştı: Roma’yı işgal etmiş, dinlerinin ekabirini esir etmiş ve pek çok şövalyeyi kandırıp parasını almıştı. Bunun Hıristiyanlıktan başka bir dine mensup olan padişahımız dahi yapmaz. Macaristan’ı hakkıyla ele geçirdi ve bunun Macarlara sıkıntı ve dert olduğunu duyunca çekilip yerine Hıristiyan bir kral bıraktı. Böylece insanlar onun dürüst bir Padişah olduğunu, tahribat değil fazilet üzere savaştığını gördüler. Ancak İspanya Kralı çok farklı davranmaktadır: Bir kral ancak sözünü tutarsa gerçek bir kral olur. Kendisi “Türkler kastına sefere çıkacağım” nidalarıyla geliyor ve adam topluyor ama kimse katkıda bulunmak istemiyor. O da buna sinirden köpürüyor. Sizin efendiniz ve O [Şarlken] kardeştirler ama birbirlerine gerçekten destek olmadıklarını anlıyoruz. Padişah onu illa da evinde arayıp bulmak zorunda değil; eğer sözünün eriyse kendi çıkar gelir. Padişah bundan dolayı İstanbul’dan kalkıp adam toplayıp yola çıktı ve kimseye bir zarar vermedi; sadece İspanya Kralı’nı aramaktadır. Eğer Padişah onu bulursa Tanrı’nın buyruğu neyse o vuku bulacaktır. Eğer bulamazsa da sıkıntı yoktur, ülkesine çekilir ve askerini dağıtır ve bu onu hiç gocundurmaz; zira istese bir yılda aynı masrafı dört defa daha yapabilir.
Bunların hepsine cevabımız vardı ve hepsine mukabele etmek isterdik. Ancak, tanımadığımız ve maslahatla alakası olmayan insanların önünde paşayla müzakere etmemiz hiç de münasip değildi ve tanımadığımız yabancı bir şahıs orada oturmaktaydı. Ancak, bir elçiye yakışacağı üzere, bize has bir huzura kabul söz konusu olursa ona göre davranıp maruzatımızı bildirecektik.
Bunun üzerine paşa, “illa öyle olması gerekiyorsa peki öyle olsun” dedi ve Padişahın elini öpüp geri dönüş icazeti aldıktan sonra paşanın çadırına gelebileceğimizi söyledi. Biz de böylesini tercih edeceğimizi belirttik.
Sonra bize Fransız elçisini tanıyıp tanımadığımızı sordu ve biz de elçinin Rancon [Rankon] olduğunu pekâlâ bildiğimizi, ancak o sırada şartlar bunu gerektirdiği için tanımadığımızı söylediğimizi ifade ettik. Bunun üzerine paşa, elçinin bizi tanımadığını düşündüğünü söyledi ve ekledi ki Fransa Kralı’nın elçisi kadim dostluklarından ötürü padişaha yollamıştı ve dostluklarından ötürü müsaade etmişti ki [s. 36]