Habsburg elçileri Nikolaus Jurisic ve Joseph von Lamberg'in 1530 tarihli İstanbul yolculuklarını anlattıkları nihai rapor. (15. sayfa)
Latince.
ñire asseruit in solutionem gentium suarum bellicarum et sustentationem Curie suae,
Seque Septem adhuc habere turres refertas auro et argento, quod à predecessoribus
suis sit colleclum, Indeque nihil desumpsisset, Quodque Johannes Habardanecz^ psi
eiiam Cesari obtuhsset summam annuam pecuniarum pro retrocessione Gastrorum ab eo
petitorum soluendam secrete tarnen ne Hungari hoc sentirent, Sic enim Maiestatem suam
Hungaris promisisse quod nullam cum Turco pacem inire veHt et ob id Hungari sibi vicissim
iurassent se Maiestati suç ad debellandum Turcum auxillio futuros, et si vitra id
Maiestas Regia cum Turco pacem susciperet, Húngaros non habituros amplius Regem
Ferdinandum pro Rege suo, ideoque pacem hanc secreto tractandam esse, quodque
pecuniam ipse Habardanecz omni anno secrete ad Turcum aíFerre vellet, propter quod
Cesarem miratum dixisse, pacem hanc subdole peti postquam tarn secretam esse velint.
Si vero Legati isti tune temporis ad Turcum venissent coque modo vt nunc cum
eo tractassent, se nihil dubitare quin aliquid effecissent, Aliaque adduxit in odium
vnius ex legatis prioribus, cuius nomen présentes Oratores tutati petierunt vt id quod
vnius culpa euenisset aut neglectum esset ipsi possent resarciré et compensare, ipseque
Turcus cogitaret et maioris apud se duceret amicitiam et viciniam Maiestatis regiç quam
Wayuoda, cum ei plus prodesse et maiori etiam sibi esse honori possit quam Wayuoda
et hoc modo Cesarem ex hoc regno nullum fructum habere posse, sed maiores
potius sumptus ad intertentionem Wayuodae faceré oportere, Quibus respondit Ibraim.
Se non credere debere, quod Turcus propter Wayuodam aliquid sit intermissurus,
regnumque Hungariae non pertinere ad Wayuodam sed ad Turcum, ipsumque Wayuodam
non aliud esse in Hungaria quam seruitorem Turci eiusque regni administrationem
sibi nomine Turci fuisse commissam. Responderunt Legati. Wayuodam se scribere Regem
Hungariae et falsas literas emittere ac si Maiestas regia in regni ipsius incommodum
et iacturam Turco tributum dare promiserit, se vero regnum istud sine tributo habere
et scire regnum et adhérentes suos assecurare contra Turcum, et non nisi vt Rex Hungarie
cum Maiestate regia propter Hungariam bello certet. Respondit Ibraim Verum
esse quod Cesari Turcorum Johannes nihil tribuat ex Hungaria cum nil nisi seruitor
sit Cesaris ideoque nihil ab eo petat Cesar sed ei velut seruitori suo pro conseruatione
regni det gentes et pecunias et quacunque re opus habet, Quod si Cesar Turcarum
Maiestati regiae regnum quoque dimitteret nihil etiam eum acceplurum à Maiestate
sua, Cesari enim suo non deficere pecunias, atque etiam humaniter esse viuendum.
Et si Maiestas Regia se citius ad hoc disposuisset tune quando lohannem Habardanecz
miserat vel si Maiestas Regia ad literas Ibraimo Bassae per Cancellarium suum Leonardum
ab Harroch scriptas, celerem manum rei apposuisset, Maiestatem Regiam libere
et sine omni aduersitate regno fuisse potitam, Nunc autem Maiestati Regiae non amplius
esse cogitandum de Hungaria rehabenda. Si vero Maiestas sua alio modo cum patrijs
suis pacem cum eo faceré et amicitiam quçrere intendat , facturum in eo Cesarem
suum quod débet. Legati autem dicentes se ad hoc non habere mandatum redierunt
ad hospitia.
Die 13 Nouembris Donaria Cesaris ad Legatos apportata fuere
[ s. 88 ] gelip askerlerinin ve sarayının harcamalarına ayrıldığını; ayrıca selefleri tarafından toplanmış altın ve gümüşlerle dolu yedi kulesi olduğunu ve bunlardan henüz hiçbir şey almadığını; Janos Hoberdanecz’in de Padişah’a kendisinden talep edilen kalelerin istirdadı karşılığında yıllık belli bir meblağ para ödemeyi (Macarlar bilmesin diye) gizlice teklif ettiğini, zira Majestelerinin Macarlara Türklerle sulh eylemek istemediğine dair söz verdiğini ve bu yüzden Macarlar da Majestelerine Padişah’a karşı savaşında yardımcı olacaklarına defalarca yemin ettiğini; ve eğer bunu hiçe sayıp Majesteleri Kral Padişah’la sulh eylerse Macarların artık Ferdinand Kralı kendi kralları olarak görmeyeceğini ve bu yüzden de sulhun gizlice akdedilmesi gerektiğini ve Hoberdanecz’in her yıl Padişah’a parayı gizlice getirmek istediğini bu yüzden de Padişah’ın hayretler içerisinde “bu kadar gizlice akdedilmek istenen barış ancak bir kandırmaca olabilir” dediğini söyledi. Ama şimdi Padişah’a gelip müzakerelere girişen elçiler şüphesiz iş bilir kimselerdi. Ayrıca ekledi ki önceki gönderilen elçilerden birinin ( ki adını mevcut elçiler gizli tutmayı rica etmişlerdir) ettiği hatayı ya da ihmali kendileri düzeltebilir ya da telafi edebilirlerdi. Padişah kendisi de Majesteleri Kral’n dostluğunun ve konşuluğunun Voyvoda’nınkinden [Yanoş Zapolya] daha mühim olduğunu düşünmeliydi. Zira Padişah’a Voyvoda’dan daha fazla faydası dokunur ve onu daha çok onurlandırırdı. Bu şekilde Padişah bu krallıktan hiçbir semere sağlayamazdı: Bilakis Voyvoda’nın davasını gütmek için çok fazla harcama yapması gerekirdi.
İbrahim Paşa bunlara cevaben, Padişah’ın Voyvoda lehine müdahil olacağı düşünülmemesi gerektiğini; Macaristan Krallığı’nın Voyvoda’ya değil Padişah’a ait olduğunu; Voyvoda’nın Macaristan’da Padişahın hizmetkarı olmaktan başka vazifesi olmadığını ve krallığın idaresini Padişah emriyle onun adına üstlendiğini söyledi.
Elçiler cevapladı: Voyvoda kendine Macaristan Kralı demektedir ve ortalığa sahte mektuplar yaymaktadır; Majesteleri Kral kendi krallığında vuku bulan rahatsızlık ve kayıplar karşılığında Padişah’a haraç vermeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen, [Voyvoda] krallığı haraç vermeden elinde tutmakta ve hem krallığı hem de yandaşlarını Türklere karşı güvende içinde tutabilmektedir. Majesteleri Kral’la da [Ferdinand] Macaristan Krallığı üzerinde Macaristan Kralı sıfatını kendine atfederek mücadele etmektedir.
İbrahim Paşa cevabında sahiden de Yanoş’un Macaristan için Padişah’a haraç vermediğini, zira kendisinin ancak Padişah’ın hizmetkarı olduğunu belirtti. Bu yüzden de Padişah ondan haraç talep etmiyordu. Ancak, kendisine hizmetkarı olarak krallığın muhafazası için gerekli olan asker, para ve sairi tedarik ediyordu. Eğer Padişah Majesteleri Kral’a herhangi bir krallık verecek olursa, Majesteleri Kral’dan gelecek hiçbir şeyi kabul etmeyecektir; Padişah’ın paradan yana sıkıntısı yoktur ve insanca yaşamaya tercih eder. Eğer Majesteleri Kral, Janos Hoberdanecz’i gönderdiğinde daha erken harekete geçmiş olsaydı ya da Nişancısı Leonard Harrach tarafından İbrahim Paşa’ya mektup yazıldığı zaman daha erken işe el atsaydı, Majesteleri Kral özgürce ve güçlükle karşılaşmadan krallığı ele geçirebilirdi. Ancak şimdi Majesteleri Kral Macaristan’ı geri alabileceğini düşünmemelidir. Şayet Majesteleri elindeki mülklerle [yetinerek] başka bir sulha bağlamak ister ve dostluk kurmaya niyet ederse, Padişah gerekeni yapacaktır. Elçiler böyle bir görevle yetkilendirilmediklerini söyleyip hanlarına döndüler.
13 Kasım günü Padişah’ın hediyeleri elçilere getirildi. [ s. 88 ]