Habsburg elçileri Nikolaus Jurisic ve Joseph von Lamberg'in 1530 tarihli İstanbul yolculuklarını anlattıkları nihai rapor. (13. sayfa)
Latince.
reluctetur aut auersus sit ab amicitia et pace cum Maiestate Regia suscipienda, cum
Cesar eius nulli quod suum est tollere aut malum inferre cupiat. Sed Regnum Hungariae,
quod magno et suo et strenuae gentis suae sudore sibi subdidisset, magnisque laboribus
et impensis ac magna bonorum militum suorum iactura acquisiuisset, nec velit
neque possit derelinquere, Sed ijs attentis polius intendat illud contra totum mundum
retiñere, Cum id facili sit argumento quod agrícola rastro seu vomere terram coleus,
iïiuitus eam relinquat, et tanto magis conueniat Cesari qui armis sibi terram vendicet,
Et quod Cesar eius contra neminem arma mouere intendat j sed quod sie paratus
expectabit, an aliquis eum aggredi velit, cui suas sit vires oppositurus. Sub haec narrare
cepit causas quibus Cesar Turcarum motus esset ad debellandum Hungariae regnum
sibique subigendum. Videlicet Regem Frantiae dum in vinculis Cesareae et Catholicae
Maiestatis ageret captiuum, scripsisse literas ad Turcum et Ibraim à nuntio quodam in
sotularibus consutas per Maiestatis regiae prouintias allatas, quibus Cesari Turcorum
demisso quidem animo suum infortunium et casum infelicem quibus agitaretur, conquestus
est. Rogando Cesarem Turcarum tamquam Dominum et fratrem suum vt eum
in hac necessitate constitutum, sicut et tanto Cesari erga quemuis regem tali necessitati
obnoxium conueniret, minime desereret, Idem etiam matrem Regis Frantiae per literas
suas humiliter et denote petijsse à Turco, vt filij causam suscipiat, et adiuuet, Quibus
Cesar adductus sit ad Regem illum adiuuandum et nullo pacto deserendum, factaque
cum eodem Rege et Venetis intelligentia et tractatu, magnaque armata seu classe per
mare coacta versus Hispaniam profìciscendum fuisse , Cesarem vero Turcarum per
patrias Maiestatis Regiae ad Forum lulij et deinde ad Mediolanum ire debuisse, atque
ideo Cesarem suum parato iam et instructo exercitu, prius tamen Legatos suos ad
Regem Ludouicum misisse, atque interea donec expeditionem hanc absolueret aut
ad certum definitum tempus cum eo pacem seu inducias inire voluisse, Regem vero
Ludouicum ad hanc Caesaris petilionem nihil respondisse, sed Legatos apud se longo
tempore retinuisse, Cesarique grani id animo ferenti respondisse. Legatos patris sui
Vladislai diu etiam a patre Turci fuisse retentes, Quo responso tamquam inciuili Cesarem
excitatum dubitare cepisse, an cum exercitu versus Italiam, vt destinauerat, aut
in Hungariam ad vlciscendam hanc iniuriam eundum esset. Interim vero Regem Frantiae
vincula exijsse, idque Caesari Turcarum notificalum fuisse per literas régis Frantiae cum
magna gratiarum actione de suppetijs quas sibi ferre statuerat, et quod hoc durante
vita sua grato erga eum animo esset recompensaturus, et quod ad eum ipsum Turcum
tamquam fidum dominum et amicum suum ad deosculandum pedes eius et ostendendum
gratitudinem suam personaliter venturus erat, nisi corporis sui imbecillitas et laesi cruris
dolor propter quem equitare non posset, eum reuocassent. Se tamen, si Turco
placeat, suaque sibi valetudo restituta fuerit, apud lerosolymam vbi Sepulchrum Dominicum
visitare intenderei inuisere vellet. Propter has itaque causas Cesarem Turcarum
misisse exercitum suum ad Hungariam , atque ideo cum bis modo regnum hoc
Turcus vi et armis occuparit, et ipsam Maiestatem Regiam in patrijs suis quaesierit, non
conuenire Maiesiati Regiae vt Regnum hoc petat, Idque piane non esse conforme amici
[ s. 86 ] ya da Majesteleri Kral’la yapılacak olan dostluk ve barışa hayır demezdi; zira Padişah kendisinin olana hasar vermek ya da kötülük etmek istemezdi. Ancak, Macaristan Krallığı onca emek ve çabayla kendisine tabi kılındıktan, bunca askerin sonsuz gayreti ve fedakârlığından sonra, Padişah burayı ne bırakmak ister ne de bırakabilirdi. Ancak, bir kez elde ettikten sonra tüm dünyaya karşı elinde tutmak isterdi. Suhuletle bunu toprağını kazmayla ya da çiftle süren bir çiftçinin tarlasını gönüllü bir şekilde terk etmeyeceğine benzetebiliriz. Hal böyleyken toprağını kılıcıyla kazanmış olan Padişahımızın ödün vermez tutumu daha da münasip gözükmektedir. Hem Padişah kimseye karşı sefer niyetinde olmasa dahi ya kendisine saldıran olursa diye kendini muhafaza adına kuvvetleriyle hazır beklemektedir. Ardından Padişah’ı neden Macaristan Krallığı’nı fethetmek ve kendisine tabi kılmak için harekete geçtiğini anlatmaya başladı.
Malum olduğu üzere Fransa Kralı [ I. François ], Kayzer ve Katolik Majesteleri’ne [ Şarlken ] esir düşmüşken, Padişah’a ve İbrahim’e Majesteleri Kral’ın topraklarından geçecek olan bir ulağın [nuntius] pabucuna dikilmiş halde mektuplar yollamıştı. Mektupların muhtevasında biçare Kralın [I. François] içinde bulunduğu bahtsız ve mutsuz durumdan şikâyet edilip, efendisi ve ağabeyi olan Padişah’tan bu müşkül vaziyetinde (ve bir İmparator’un başına böyle iş gelen hiçbir kralı terk etmesinin yakışık almayacağı ecilden) kendisini yalnız bırakmaması rica ediliyordu. Keza Fransa Kralı’nın anası dahi yardım istemek için tenezzül ve tevazu buyurup Padişah’tan oğlunun davasını güdüp kendisine yardımcı olmasını rica etmek üzere mektup yollamışlardı. Bunun üzerine Sultan Fransız Kralı’na yardımcı olmak ve onu yalnız bırakmamak adına harekete geçti ve Fransa Kralı ile Venediklilerle bir mutabakata vardı. Denizde cesim bir donanma teşkil ederek İspanya üzerine varmak istediler. Aynı zamanda Sultan da yine büyük bir orduyla Siz Majesteleri’nin topraklarından geçip önce Friuli ve sonra da Milano’ya yürüyecekti. Bu sebeple Sultan ordusunun toplayıp hazırlamıştı ancak önceden Kral Layoş’a bu sefer bitene kadar ya da belli bir süreliğine ateşkes ya da barış bağlamak için yollamış olduğu elçilere cevap verilmemiş ve elçiler uzun süre alıkonulmuştu. [Kral Layoş] öfkeli bir şekilde Sultan’a, babası Wladislaw’ın elçilerinin de Padişah’ın babası [Sultan Selim] tarafından uzun süre alıkonulduğu cevabından başka bir şey yollamadı. Bu hadsiz cevap üzerine Padişah heyecana gelip orduyu İtalya yerine bu hakaretin cezasını vermek için Macaristan’a mı çevirse daha iyi olur diye düşünmeye başladı. Bu arada Fransa Kralı François’nın serbest bırakılmış ve Sultan’ın yardım niyetlerine dair bir teşekkür mektubu göndermişti: Hayatta olduğu sürece minnetini göstermeye çalışacaktı ve şayet sıhhatsizliği ve yaralı bacağının sancısı ata binmesine engel olmasaydı hem efendisi hem de ağabeyi olan Sultan’ın yanına ayağını öpmek ve şahsen teşekkürlerini sunmak için gelecekti. Ancak, eğer Padişah arzu eder ve kendisi de sıhhatine kavuşursa, [Padişah’ı] Kutsal Kabir’i ziyarete gideceği zaman Kudüs’te buluşmaya davet ediyordu. Bunlar gibi birkaç sebep yüzünden Sultan ordusunu Macaristan üzerine çevirdi ve cebren iki defa fethetti. Majesteleri Kral’ı kendi topraklarında aradı ve [bu yüzden] Majesteleri Kral’a bu krallığı talep etmek düşmez. Açıkçası, dostluk söz konusu [ s. 86 ] değildir.