Kaynak Türü
Elçi Raporu
Cilt No /Belge No
4/6
Kayıt Tarihi
Haber Tarihi
Kayıtta Adı Geçen Yer İsimleri
Kayıt İçeriği

Habsburg elçileri Nikolaus Jurisic ve Joseph von Lamberg'in 1530 tarihli İstanbul yolculuklarını anlattıkları nihai rapor. (8. sayfa)

Doğrudan İlgili Diğer Kayıtlar
Özel Not

Latince.

Kaydın Metni

iores adduxisse, Reliquisse tamen vestigia et signa prçsentie suae, et vt demonstraret non
vsque adeo fortem fuisse Ciuitatem, eius mçnia per homines suos cum scalpellis alijsque
ferramentis et pauco puluere deiecisse, seque deinceps tempestatis iniuria, et ob
id precipue quod nullas gentes regias venire intelligeret redijsse, Budamque profectum
lohanni Scepusiensi tamquam seruitori suo Budam et regnum dimisisse, in cuius testimonium
ipse Ibraim imposuisset coronam capili suo. Et ex ijs omnibus intulit Cur
regia Maiestas Hungariam peteret, cum Cesar Turcorum illam bis sibi iam armis vendicauerit,
Quare non venerit ad confligendum propter illud, Oculisque erectis dixit.
O Ferdinande non effugies lachrymas quas hon:»ines tui per te scandalose derelicti profuderunt,
sed te offendent. Proinde petijt ab oratoribus hoc enucleari, Quare Maiestas
Regia se scribat Regem Hungarie et haeredem regni Hispaniarum ac Maiestatis
Cesareç Locumtenentem, vbinam sit tale regnum Hungariae, aut an aliud eiusdem nominis
extet, et si Regia Maiestas solummodo sit Locumtenens Gesaris, vbinam sint
sua regna et dominia super quibus Cesar Turcarum pacem cum Maiestate sua inire debeat.
Finito ergo sermone Ibraimi satis elusorio etfriuolo, Legati non subito respondentes
inter se aliquamdiu loculi tandem responderunt, Quod prolixo et rigido sermone
vsus esset, qui pluribus responsionibus indigeret, se tamen ad singula breuibus
esse responsuros, Nempe salis sibi ex scriptis quae obtulissent ei, constitisse, Quare
Maiestati suç non fuisset integrum aut quare non fuerit aut esse potuerit instructa ad
pugnandum cum Turco, Lectis enim literis quas ipse ad eam scripserat, Maiestatem
Regiam nihil minus quam ipsius Turci aduentum expeciasse , geniesque suas ob id
tardius instructas et collectas sicut post suum a Vienna discessum haud dubie cognouisset,
Sed paulo post eius abiium gentes in bono numero coactas et paratas iamque
iter ingressas fuisse cum quibus Maiestas Regia competenter ipsi Turco potuisset
occurrere et pugnam inire , quae omnia Ibraim ludibrio habuit.
Recensuerunt item illi causam propter quam Maiestas Regia se Regem Hungarie
scribat, Cum id ei faceré liceat ex iuribus et actionibus quae hereditarie et iuste sibi
ad hoc regnum competimi, et eiiam quum sit Rex coronatus et potiorem Regni illius
partem adhuc teneai el possideat, Ñeque Locumtenentiam talem esse qualem ipse putareí,
Sed quod Maiesias Regia sit Locumtenens Cesaris in Imperio Romano absenlia
scilicet Cesaris durante, patrias autem hereditarias iam inter Cesaream et Regiam Maiestatem
esse diuisas, ac superiorem el inferiorem Austriam pluresque alios principatus
quos Maiestas Regia citra mare tenet proprio ad eam iure spedare, et si contingat
(quod deus auertat) Maiestatem suam Regiam decedere ante Maiestatem Cesaream,
patrias illas non ad Cesarem sed ad liberes à Rege relictos deuolui , Petijt itaque
Ibraim, Ubinam et quales essent eiuscemodi prouintiae. Responderunt Legali, Austriam
pro parte sibi cognitam et visam et huic similes prouintias decem Maiestatem Regiam
habere, quarum vnaquçque tarn lala sit ac regnum Bosnae. Petijt iterum scire. Cur se
Maiestas sua heredem Hispaniarum nuncuparet, Dixerunt Nuntij Talem esse vsum
etiam apud Cesarem vt et ipse se Archiducem Austriae scribat, Nam si alterum ex eis
sine liberis mori contingat, patrias illas ad alterum transiré, Super quo aliquamdiu

Kayıt Özeti

[ s. 81 ] büyük toplar getirmeden yola çıkmıştı. Yine de geride varlığına dair izler ve işaretler bıraktı. Şehrin o kadar da güçlü olmadığını göstermek için adamlarına kamalar ve sair metal aletlerle, biraz da barut yardımıyla, duvarları aşındırttı. Ardından da fırtınaların başlaması ve Kralın kimseyi yollamayacağını anlaması sebebiyle geri çekildi. Budin’e döndü ve Yanoş Zapolya’ya hizmetkârı olarak Budin’i ve Macaristan’ı bıraktı. Bunun kanıtı olarak da İbrahim kendisi tacı Yanoş’un başına yerleştirmişti. Bu yüzden neden Majesteleri’nin Macaristan’ı istediğini merak ediyordu; zira Padişah kendisinden iki defa krallığı cebren almıştı. Ne olmuştu da kendisiyle çarpışmak için karşısına çıkmamıştı? Gözlerini dikerek şöyle dedi: “Ey Ferdinand, utanç içinde terk etmiş olduğun adamlarının döktüğü göz yaşlarından kaçamayasın! Seni nerde olsan bulacaklardır!” Sonra [İbrahim paşa] elçilerden şu noktayı aydınlatmalarını istedi: Neden Majesteleri Kral [Ferdinand] kendisini Macaristan Kralı ve İspanya Kralı varisi ve Majesteleri Kayzer’in vekilharcı olarak addediyor; hangi Macaristan Krallığıdır bu? Aynı isimde başka bir tane daha mı var ki? Ve eğer Majesteleri Kral Kayzer’in vekilharcıysa, Padişahın Majesteleriyle üzerine sulh edebileceği diyarları ve toprakları nerededir?
İbrahim’in kaçamak cevaplarla dolu havanda su döven konuşması bittikten sonra, elçiler hemen cevap vermeyerek bir süre aralarında konuşup cevaba ibtidar oldular: Uzun ve sert bir konuşma yapmıştı ve buna pek çok cevap verilmesi gerekiyordu. Yine de kendileri her birine kısa cevaplar vereceklerdi. Zira kendisine getirdikleri mektuplarda neden Majestelerine karşı haksızlık ettiği ya da neden Padişaha karşı savaşmak için hazır olmadığı ya da olamadığı yeterince açıktı. Kendisinin [Majestelerine] yazmış olduğu mektuplar okunduktan sonra Majesteleri Kral Padişahın şahsen gelecek olmasından başka bir şey ummuyordu. Ancak, bildiği üzere, adamlarını çok geç, ancak Padişah Viyana’yı terk ettikten sonra toplayabilmişti ve ayrılışından kısa bir süre sonra Majesteleri Kral’ın Padişaha mukabele edebilecek kadar yüksek sayıda ve hazırlıklı askeri bir araya gelmişti. Bütün bunları İbrahim müstehzi bakışlarla dinledi.
Sonra neden Majesteleri Kral’ın kendisine Macaristan Kralı dediğini anlattılar. Gerek irsen gerekse sair yasalara ve hukuka bağlı sebeplere istinaden bu krallığı kendisinin olarak görüyordu. Hatta kendisi Kral olarak taç giymişti ve krallığın büyük kısmına hâkim olmuştu. Bu yüzden bir vekilharç değildi. Ancak Majesteleri Kral, Kayzer’in yokluğunda Roma İmparatorluğu’nun kaymakamıdır. Yine de miras olarak sahip oldukları mülkler Kayzer ve Majesteleri Kral arasında bölüşülmüştü; Aşağı ve Yukarı Avusturya ve Majesteleri Kral’ın denizin bu yakasında elinde tuttuğu diğer pek çok prenslik yasal olarak kendisine aittir. Ayrıca, şayet (Allah geçinden versin) Majesteleri Kral Majesteleri Kayzer’den evvel vefat edecek olursa, toprakları Kayzer’e değil, Kral’dan doğmuş olan çocuklara intikal edecektir.
İbrahim ayrıca bu toprakların nerede ve nasıl olduğunu sordu. Elçiler cevapladılar: Kendisi tanınmış olduğu kadarıyla Avusturya ve benzer on vilayet Majesteleri Kral’a aittir ve bunların her biri Bosna krallığı kadar geniştir.
[İbrahim] şunu da öğrenmek istedi: “Neden Majesteleri kendine İspanya varisi demektedir?” Elçiler, bunun Kayzer nezdinde mutat bir uygulama olduğunu ve kendisine ayrıca Avusturya Arşidükü dendiğini de söylediler. Zira aralarından biri çocuksuz vefat ederse toprakları diğerine intikal edecektir. Bunun üzerine bir süre [ s. 81 ]

Kaynak Bilgisi
Antal Gevay., Urkunden und Actenstucke zur Geschichte der Verhaltnisse zwischen Oesterreich, Ungern und der Pforte im XVI. und XVII. Jahrhunderte, Wien, (1840 [1838]-42).