I. Ferdinand'ın İstanbul'a göndermiş olduğu elçi Hoberdanacz'ın 1528 tarihli nihai raporu. (Gevay, 15. sayfa)
I. Ferdinand'ın İstanbul'a göndermiş olduğu elçi Hoberdanacz'ın 1528 tarihli nihai raporu. (Gevay, Latince)
17
dorum et laborum qualitatem. petiit maiestas sua vt illa omnia dominatio
vestra taxet et decernatj quantum licitum et conueniens fueritp quod ipsa
ad redhibitionem castrorum esset solutura. ibraim. ouo numero pecunia
rum deberet cesarem contentare pro huiusmodi restitutioneP besponderunt
Muntii cum simus inscii rerum damnorum et expensarum quas impera
tor in iis fecit. et passus estp nescimus definire et taxare hanc summamp
sed dominatio vestra nobis dicat quod conueniens fuerit et nos deinde
deliberabimus quid sit faciendum. ibraim. credo nominum vestrum pecu
nias multas habere quibus possit cesarem pro restitutione castrorum con
tentare. An ne vero putat eundem esse tam pauperem et indigum vt ca
stra que armis acquisiuita ex manibus suis pro pecuniis dimittere cogatur
vel debeatP besponderunt nuntii Scimus dominum nostrum in pecuniis
defectum nullum patia iit hoc compertum habemus pecuniam hanc pro
relaxatione castrorum a maiestate sua non quod credat cesarem ea indigere.
oblatam esse. cum videat eum diuitem et potentem essey vtpote qui tot
tantisque regnis et prouintiis presita sed quod fsicut et vos minime fugere
arbitratur quantum sanguinis humani quue ad hec tempora profusum fue
rit cesarque sit potens et nec minus ipse dominus noster multum possit
et viribus excellatj maior deinde sanguinis iactura csi concordia et amicitia
hec inter eos non intercedatj formidanda et expectanda caueatura ne super
hanc demum vtrique deus reddatur infensusa hoc pecunie offerende medium
reperit. ibraim fenestram quandam aperiens ad iiabardanecz ait. vides ne
septem illas turres que plene sunt thesauroP besponderunt nuntii iilurres
equidem bene videmus y sed quid in eis sit ignoramus Attamen scimus
cesarem esse diuitem et potentissimum. ibraim. Arbitror quod dominus
vester habeat spem in cermanis et confidit in multitudine gentium sua
rump crermanorum peritiam in bello non ignoramus et arma illorum scimus
besponderunt Mundi impossibile est quod dominatio vestra sciat peritiam
et arma germanorum cum nullum adhuc cum eis conflictum habuerit. Sed
si dominatio vestra cupit per auditum rei veritatem de cermanis intelli
gere. interroget begem callie pontificem et venetos qui aliquid certi de iis
tsi modo velintj recensere possunt cum ipsos et arma eorum aliquoties
sint expertia liix responsionibus autem dominationem vestram non dubita
mus illam peritiam et arma cermanorum pro tempore experturam. ibraim
conuersus ad Habardanecz dixit. bt tu scis arma iurcorum quam acuta
sint et quantum penetrenta cum sepius tibi cum iurcis fuerit negotium
[17]
ve çekilen çilenin keyfiyetini bilseniz lazım gelir. Majesteleri istiyor ki zat- ı aliniz bütün bunları etraflıca belirtse de, meşru ve münasip olduğu ölçüde, kalelerin istirdadı için gereken belli olsa. İbrahim: Ne kadar altına İmparator bunları geri vermelidir sizce? Elçiler cevapladı: Zararınızın ve harcamalarınızın ederini bilmediğimizden ötürü meblağı tayin edemeyiz; ancak zat- ı aliniz bize münasip olanı söylerse ne yapılacağını belirleyeceğiz. İbrahim: Zannımca Efendinizin o kadar çok parası var ki İmparator’u kaleleri istirdad için mecbur bırakabileceğinizi düşünüyor. Yoksa [Padişahın] kılıcıyla fethettiği kaleleri para için bırakacak kadar fakir ya da onursuz olduğunu mu düşünüyor! Elçiler cevapladı: Efendimizin paraya sıkıntısı olmadığını biliyoruz. Ayrıca malumumuz ki bu para İmparator’un ihtiyaç duyacağı düşünülüp kalelerin karşılığı olarak önerilmiş değildir. Zira bunca memalik ve eyalete hakim birinin zengin ve kudretlü olduğu aşikardır. Paranın önerilme sebebi (şimdiye değin insanı kanı dökmekten hiç çekinmediğiniz ve hem İmparator hem de efendimiz pek kuvvetli olduğundan ötürü) daha fazla kan döküleceğinin farkına varılmıştır (şayet iki hükümdar arasında anlaşma ve dostluk bağlamazsa); Tanrı ikisine de gazab göstermesin diye bu para önerilmştir. İbrahim bir pencereyi açarak Hoberdanecz’a konuştu. İçleri hazinelerle dolu şu yedi kuleyi görmez misin? Elçiler cevapladı: Pek ala görürüz, ancak içlerinde ne olduğunu bilmeyiz. Yine de İmparator’un zengin ve kudretli olduğunu biliriz. İbrahim: Sanırım efendiniz umudunu Alaman eyalatına bağlıyor ve adamlarının çokluğuna güveniyor. Alamanların savaş tecrübesini v silahlarını bilmez değiliz. Elçiler cevapladı: Şimdiye kadar kendileriyle hiç mücadele etmediğinden ötürü zat- ı alinizin Alamanların tecrübe ve silahlarını tanıyor olmasına imlan yoktur! Lakin zat- ı aliniz Alamanlarla ilgili birkaç hakikat duymak isterse Fransa Kralı’nın, Papa’nın veya Venedik’in görüşünü alabilir ki onlar şüphesiz belli ölçüde Alamanlarla ve ordularıyla aşinadırlar. Alacağı cevaplarla zat- i aliniz şüphesiz Alamanlara ve silahlarına dair bilgi sahibi olacaktı. İbrahim Hoberdanecz’e dönerek söze ibtidar oldu: Sen de bilirsin ki Türklerin silahları keskindir ve derine işler, [17]