Kaynak Türü
YAZIŞMA
Cilt No /Belge No
39/43-45
Kayıt Tarihi
Haber Tarihi
Haberin Kaynağının Adı
Bernardo, Benedetto
Haberin Çıkış Yeri
Haberi Alanın Adı
Bernardo, Maffio
Haberi Alanın Niteliği
Aile
Haberin Geliş Biçimi
Mektup
Haberin Ulaştığı Yer
Venedik
Kayıtta Adı Geçen Yer İsimleri
Kayıt İçeriği

Kahire'de bulunan Benedetto Bernardo'nun Venedik'de bulunan erkek kardeşine yazdığı İbrahim Paşa'nın Kahire'ye görkemli girişi, karşılanması ve Hindistan'dan gelen gemilerden bahsettiği 14 Mart 1525 tarihli mektubu

Özel Not

Bu mektubun çevirilemeyen bir kaç kelimesi vardır, bunlar süslemelerle ilgili bir kaç kelime olup, bazıları da ticaret terimleri ile ilgilidir.

Bu mektubu yazan Benedetto Bernardo çok yüksek ihtimalle bir tüccardır ancak bu bilgi verilmediği için böyle bir giriş yapılmamıştır. 

Kaydın Metni

Copia di capitolo di letere di sier Beneto Bernardo qu. sier Francesco, scritte a sier Mafio suo fratello, date al Cayro a dì 14 Marzo 1525, ricevute a dì 9 Zugno.

 

Sapiate come heri intrò de qui el signor Abraim bassà, a 4 hore di giorno, qual intrò con grande e inestimabile pompa. Il principio di la sua entrata fu tutti overo la mazor parte de li cariazi, quali introrno per la maistra strada dil Caiaro. Apresso intrò tutti li zercassi che li erano andati contra fino a Gazara; apresso li spachi e poi li ianizari ch'è al Cayro e tutti questi potevano essere fra zercassi, spachi e gianizari da 5000 persone. Puoi poco distante principiò li ianizari venuti con el signor bassà Abraim, da zerca 1000 in 1200, fra quali ogni cento vi era el loro capo a cavallo, benissimo vestito. Seguitava li ditti gianizari circa 150 de li soi gianizari benissimo vestidi con grandi penachii sopra la testa, e puoco discosto di questi la persona sola del signor bassà, la efigie dil quale è assai formosa, honesto viso, et persona più presto pizola che grande, vestito tutto di oro, con grande fessa in capo, sopra uno cavallo bianco con fornimenti d'oro, e con molte zoie beletissime si ne la testiera de la brena dil cavalo come nel pettorale et arzon avanti la gropiera. Presumese che anche l'arzon da driedo era il simile ; ma per esser coperta da la vesta non se potè veder. Etiam le stale erano tutte d'oro con zoje; per il simile li spironi d'oro con excellentissime zoie, inter alias duo optimi et grandi rubini. Le altre zoie erano pur rubini, diamanti e turchese. Dicesi questo fornimento esserli stà dato per el Siguor, el qual costa ducati 170 milia venitiani. Qua bassà veniva a passo a passo continuamente salutando ogni huomo. Alquanto puoi de lui veniva 3 soi garzoni vestiti d'oro con zarcolari d'oro et zoie; apresso el deferdar ; tutti li grandi solennissimamente vestiti, poi el suo campo da cavallo, da 4000 cavalli tutti ben vestidi con le lanze su la cossa e con bandiere de la sua insegna, zoẻ azura et mità bianca. Et mi ho scordato a dirvi, che avanti di lui puoi li gianizari era portà el suo stendardo, tutto d'oro. Finito di passar li 4000 cavali ditti, passò de molti homini a cavalo, con cavali, in destra di quali non si vedeva li fornimenti per esser coperti. Puoco da poi questi vene li garzoni dil signor, quasi tutti vestiti d'oro, con zercolar d'oro sopra belli cavali avanti, et da poi di questi erano li zercassi optimamente vestidi d'oro. Apresso, duo carete coperte di rosso, in le quale se iudicano che vi erano di ditti garzoni i più belli. Di puoi vi era in ditta zente con il campo di arabi, et di puoi il resto de li chariazi, cosa tanto pomposa e tanto grata a la vista quanto dir si potesse, che penso mai, non el soldan Gauri, né avanti lui alguno sia intrato con tanta pompa. Nui, zoè el vizeconsolo e tutti mercadanti, eravamo in una bona botega dove stavamo a veder passar ditto campo, el quando principiò a passar li gianizari et che odivasi a la longa el grido di mori, che laudavano el bassà per tutto dove passava, el viceconsolo se mise in piedi sopra a la balestra fuora di la botega, e come el signor bassà li fu, li butò adosso due volte ducati venitiani d'oro et duo volte abundante di marzeli, dove se reduse tutti li circumstanti gianizari per depredar ditto oro, et monede ; et fu tanto la loro ingordisia, che messeno la mano fino nella sela di el Signor et levorno el cavalo da terra, e durò questi quasi 4 miserere: dove el bassà dubioso che ancora el consolo dovesse butar, et che la cosa andasse molto a la longa , strense el cavalo et zapỏ adosso à molti et rompè de molti penachi che portavano in testa li sopranominati, de modo che per ingordisia de guadagno, molti ne rezevè danno ; anca molti andorno contenti.

 

In questo ordine dato andò el signor Abraim in castelo, dove li era preparato uno richissimo convito, et sua signoria insieme con tutti manzorno, et levatosi intrò dentro, e tutti se dipartino , qual feze ordinar a portieri che non lassassino intrar alguno in castello, se non li giorni de audientia, come costumava et costumano li soldani. Quello che dize el comun di questo bassà è cosa excellentissima, esser iustissimo quanto dir si possi , et non voler soportar che ad alcuno li sia fatto torto ; liberalissimo fautor di poveri, amator di buoni e tulle altre bone parte che vol aver uno signor. Dà puoca audientia; che el più fa expedir per el magnifico Scander deferder. Ancor nui non siamo stati a basarli li piedi, per esser sua signoria straco dal camino; ma diman con honorato presente penso andaremo a visitarlo. Ben fossemo eri sera dal deferder, con el qual parlassemo poco, secondo el costume de la prima visitazion, ma de lui fossemo benissimo ricevuti, et mostra, cusì come si divulga, esser homo di grande condition ed ingegno. Andaremo una altra volta a far intender a sua signoria el fatto nostro, et spero le cose di la nazion anderano bene e con honor grande di tutti. Che Iddio lo vogli! et di quello seguirà ne àrete avixo.

 

Tre di fa vene uno gambelo corador di la Meca in giorni 22 de Alziden. Per lettere di Alziden, se intese come el di avanti in quel luogo intrò tre navili de la India, uno di qual vien di Coloqut cargo di zenzer bianco, et duo de . . . . , quali hanno dato nova come adrieto veniva 6 navilii di Coloqut cargi di zenzer bianco et 5 navili de drio. Potria esser vi venisse altri navilii di altri luogi, ma non n'è altro aviso alguno. Questi navili di Coloqut sono sambuchi, zoě zopoli di portata di 150 fin 200 schibe di zenzer bianco l'uno. Vero è che questo è intrado è il più grando di tutti . Sperase questo anno, venendo navilii salvi, vi sarà bona summa di spezie, qual hanno calato li zenzer a ducati 40, piper a ducati 90, garofani e noxe a ducati 130, mazes ducati 200, canele 180 a contadi a barato, più altri precii. Se tutti li navilii venirano, le specie sarano al ditto precio, si non, tornarano a montar; sichè la opinion mia è che àremo specie assai . Di portogesi, dicono che in Coloqut li hanno cazadi e morti per loro più di 400. Non sono molto potenti, che per malatie dicono esser morti assai; però tanto più navilii àremo in Alziden.

Che Iddio el fazi !

Kayıt Özeti

Benedetto Bernardo'nun erkek kardeşi Maffio Bernardo'ya yazdığı 09 Haziran [1525]de Venedik'e ulaşan 14 Mart [1525] tarihli Kahire çıkışlı mektubu,

 

İbrahim Paşa dün akşamüstü 4 sıralarında aşırı görkemli bir biçimde Kahire'ye girdi. Yanında getirdiği paranın çoğu yük vagonları ile Kahire'nin ana caddesinden taşındı. Ibrahim Paşa'ya Gazze'den beri eşlik eden Çerkezler ve yanlarında sipahiler ve ardından Kahire'de bulunan yeniçeriler eşlik ettiler ki tüm bu kişilerin sayısı 5000 kişiyi buluyordu. Ibrahim Paşa harika giyimli ve at üzerinde bulunan yeniçeri ağaları ile 1000-2000 kadar yeniçeri ile giriş yaptı. Bu yeniçerileri sayıları 150 kişiyi bulan başlarında kocaman tüylerle süslü başlıkları ile diğer yeniçeriler takip etti. Biraz uzaklarından biraz kilolu, dürüst ifadeli  ve iriden ziyade ufak tefek bir kişi olan Ibrahim Paşa geliyordu. Tamamen altından bir kıyafet giymişti, başında kocaman bir sarık vardı ve altından süslemeleri olan ve hem başlığında hem de eyerinde göğüs zırhı süslemeleri gibi harika mücevherlerle kaplı beyaz bir atın üzerindeydi... Aynı zamanda  mahmuzları da altından ve mücevher kaplıydı, daha net olmak gerekirse iki kocaman ve mükemmel yakut ile. Diğer sözü geçen mücevher ise yakut, elmas ve turkuazlardan oluşuyorlardı. Demişler ki bu süslemeler Sultan Süleyman'ın hediyesi imiş ve yüz yetmiş bin duka değerinde imiş. Ibrahim Paşa herkesi selamlayarak ilerledi. Onun ardından altın işlemeli kıyafetleri ve altın ve mücevher kaplı sarıkları olan 3 genç, defterdar, harika giyimli mızraklı ve imzasını taşıyan mavi beyaz sancaklı 4000 atlı daha takip etti. Sana söylemeyi unuttuğum bir konu ise yeniçeriler önlerinde İbrahim'in tamamı altından olan sancağını taşınıyorlardı. Bahsi geçen 4000 atlıdan sonra pek çok başka atlı geçti ancak üzerleri örtü kaplı olduğundan süslemelerini göremedim. Tüm bu kişilerden sonra Sultan Süleyman'ın hizmetinde olan gençler geçti, hepsi altın işlemeli kıyafetler giymişlerdi, onları da gene altın işlemeli harika kıyafetler giymiş çerkesler takip etti. İki üstü kırmızı kaplamalı kapalı araba geçti ki içlerinde en yakışıklı gençlerin olduğunu tahmin ediyorum. Sonra Araplar geçti, ve kalan at arabaları da o kadar görkemli bir törenle geçtiler ki ne Sultan [Kansu] Gavri döneminde ne de daha önceki sultanlar şehire bu kadar görkemli bir giriş yapmışlardır. Biz, yani konsül ve tüm tüccarlar, bir dükkanın içinden tüm geçit törenini izledik.  Arapların geçen yeniçerileri ve paşayı övdükleri uzun çığlıkları arasında konsül ayağa kalktı ve İbrahim Paşa geçerken iki kere altın paraları attı ve o sırada geçen yeniçerilerin hepsi paraları toplamak için oraya üşüştüler. Açgözlülüklerinden ellerini İbrahim Paşa'nin semerine dahi uzattılar ve atı neredeye havaya kaldırdılar ki bu neredeyse 4 dua süresince [miserere] sürdü. Konsülün daha para atacağını sanmayan ve bu işin çok uzadığını düşünen İbrahim Paşa atını şaha kaldırdı ve atı pek çok yeniçeriyi kafalarından tekmeledi. Açgözlülüklerinden pek çoğu yaralandı, ancak çoğu da mutlu bir biçimde uzaklaştı. 

 

Bu şekilde İbrahim Paşa kendisi için oldukça zengin bir ziyafet hazırlanmış olan kaleye girdi. Tüm adamları ile yiyip içtikten ve herkes gittikten sonra İbrahim Paşa eski sultanların zamanında olduğu gibi kapıdakilere resmi görüşme günleri dışında kimseyi içeri almamalarını emretti. Halk İbrahim Paşa hakkında çok iyi görüşlere sahipti. Kendisi söylendiği kadar adildir, kimseye haksızlık yapılmasını istemez; fakirlerin en cömert destekçisi, iyiliği seven ve bir kralın sahip olmak isteyeceği diğer bütün iyi vasıflara sahip bir kişidir. Az görüşme yapar, ki bu görevi defterdar İskender Bey'e bırakmıştır. Biz [venedikliler] de hala huzuruna çıkıp ayaklarını öpemedik, ancak yarın harika hediyelerle huzuruna çıkmayı düşünüyoruz. Dün gece defterdar'ın huzurundaydık, ilk ziyarette adet olduğu üzere az konuştu ancak kendisi tarafından çok iyi karşılandık, kendisi dendiği gibi mevki sahibi ve akıllı biri. Bir kere daha ziyaret edip, halkımızın isteklerini ileteceğiz. Umarız herşey bizim [Venedik] için iyi gider. Tanrı'nın istediği olur! Gelecek haberleri sana bildireceğim.

 

3 gün önce Mekke'den develi bir ulak geldi, kendisi 22 gün önce Cidde'den ayrılmıştı. Cidde'den gelen mektuplara göre oraya Hindistan'dan üç gemi gelmişti, bir tanesi Kalküta'dan beyaz zencefil yükü ile, diğer ikisi ise...bu gemiler arkalarından gelen beyaz zencefil yüklü Kalküta çıkışlı 6 gemiden ve 5 başka gemiden bahsetmişler. Başka yerlerden gelmiş gemilerde olabilir ancak bununla ilgili bir haber yok. Bu Kalküta'dan gelen gemiler sanbuk [sambuco] tipi gemiler yani [Trieste körfezinden sıkça görülen] zopolo tipi gemiler ki 200 kutuya kadar beyaz zencefil yükü taşıyorlarmış. Bu ticaretten gelir çok fazla olacak. Umuyoruz ki, kurtulan gemi sayısına bakılırsa, iyi bir baharat ithalatı olacak. Zencefilin fiyatı 40 dukaya, karabiberin ki 90 dukaya, karanfil fiyatı 130 dukaya, tarçın ise 180 dukaya düşecekmiş. Eğer tüm gemiler gelirse, baharatlar bu bahsettiğim fiyatlarda kalır, eğer gelmezse fiyat yükselir ancak benim fikrime göre çok baharat girişi göreceğiz. Portekizliler ile ilgili demişler ki onlardan 400den fazla kişi öldürülmüş ve sürgün edilmiş. Çok güçlü değiller, hastalıktan pek çoğu ölmüş, ancak Cidde'de çok gemileri varmış. 

Kaynak Bilgisi
M. Sanuto, I Diarii di Marino Sanuto, Forni Editore, Bologna, (1969).